Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler." hükümleri yer almaktadır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 32.maddesinin (b) bendinde; genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerinin idari para cezası ile cezalandırılacağı, mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; iptali talep edilen 28.08.2013 tarihli genel kurul toplantısında derneğin yönetim ve denetim kurulu asil ve yedek üyeliklerine seçilen ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ......
Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler." hükümleri yer almaktadır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 32.maddesinin (b) bendinde; genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerinin idari para cezası ile cezalandırılacağı, mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebileceği düzenlenmiştir....
Somut olayda; davalı derneğin ... Şubesinin üst üste iki defa genel kurul toplantısı yapmaması nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 87/5. maddesi uyarınca şubenin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istenilmiş; dava dilekçesinde davalı olarak dernek şubesi gösterilmiş ve dava dilekçesi dernek genel merkezi yerine dernek merkezini temsile yetkisi olmayan dernek şube başkanına tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve karar verilmiştir....
Somut olaya gelince, dosya içeriğinde toplanan delillerden davacı derneğin çalışanı Mustafa Okutan’ın kullandığı 59 KC 516 plakalı araçta dernek defterlerinin çalındığına dair zabıtaca tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır. Usul kurallarına göre ispat yükü olumsuzu iddia edene değil olumluyu iddia edene düşer. Dosya içeriğinde davacı dernek yöneticilerinin gerekli dikkat ve özeni göstermediği veya defteri kasten kaybettiklerine ilişkin herhangi bir delil ve belge bulunmamaktadır. Davacı dernek tacir olmadığından yöneticilerinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülükleri de bulunmamaktadır....
Davalı borçlu dernek, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış işleminin raiç bedele uygun yapılmış ise de, yöneticileri üst düzey kamu çalışanları olan satın alan derneğin, satın aldığı taşınmazda önceden faaliyette bulunan borçlu derneğin çalışanının geçirdiği iş kazasından haberdar olmamasının mümkün olmadığı gibi, en azından kamu görevi yapan dernek yöneticilerinin asgari sorumluluk kurallları gereği önceki işleten derneğin herhangi bir borcu olup olmadığını araştırmasının bekleneceği, kaldı ki mal sahibi dernek yöneticilerinin de kamu görevlisi olarak borçlarını bildirmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, çekişmeli 220 ada 1 parsel ve 221 ada 1 parsel sayılı taşınmazların evvelki zilyedi tarafından davacı derneğe bağışlandığı ve davacı dernek tarafından taşınmazın zilyet edildiği ve halen dernek tarafından kullanıldığı gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar derneklerin, tüzüklerinde yazılı olmak kaydıyla zilyetlikle mülk edinmeleri mümkün olup, dosya içerisinde örneği bulunan davacı derneğin tüzüğünün 2. maddesinde de derneğin amaçları doğrultusunda mülk edinebileceğine dair hükümler yer almakta ise de; mahkemece hükme esas alınan ziraatçı bilirkişi rapor içeriğinin bu rapora eklenmiş olan çekişmeli fotoğraflara aykırı olduğu anlaşılmakta olup, taraflarca itiraza uğramayan fotoğraflarda yer alan görüntülere göre taşınmazların yer yer kayalık ve taşılık olduğu ve üzerinde uzun süredir tarımsal faaliyet yapıldığına dair bir emare bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça gözlemlenmektedir....
Şöyle ki; TTK 16. maddesi uyarınca "amacına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler" tacir sayılacaklarından Mahkememizce Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, davacı derneğin ticari işletmesinin bulunup bulunmadığı, derneğin ticari işletmesinin ticaret sicil kaydının bulunup bulunmadığı, kayıtlı ise sicil özetinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen cevabi yazıda davacı derneğin sicil kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Yine Mahkememizce İç İşleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davacı derneğin ticari işletme işletip işletmediği, işletiyorsa buna dair bilgi ve belgelerin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen cevabi yazıda derneğin herhangi bir ticari işletme kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür. Davacı derneğin ticari işletmesi bulunmadığından ticari işletmesi belirtilerek Vergi Dairesine müzekkere de yazılamamıştır....
Dava dosyasının incelenmesinde davacı İl Dernekler Müdürlüğü tüzel kişiliği bulunmayan davalı dernek şubesine karşı dava açtığı, dava dilekçesinin ise davalı dernek şubesi ile birlikte genel merkeze de tebliğ edildiği ve dernek genel merkezinin davaya cevap verdiği anlaşılmaktadır. Şu halde taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK nun 14/1. maddesinde; bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu vurgulanmıştır. Yerel mahkemenin kesin yetki bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verdiği aynı Kanunun 14/2 maddesinin dernek ile üyeleri veya üyeler ile üyeler arasındaki üyelik ilişkisinden doğan davalarla sınırlı olarak uygulanacağı ifade edilmiştir....
Aynı Yasanın Beşinci Kısmında, dernek tüzel kişiliğinin sona ereceği haller düzenlenmiş olup 49. maddesinde, genel kurul kararı ile feshe yer verilmiş, 50. maddesinde mahkeme kararı ile fesih öngörülmüş ve 51. maddesinde ise derneğin kendiliğinden sona ereceği haller sayılmıştır. Yukarıda anılan 2908 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerinin değerlendirilmesinden; davalı idarelere dernek tüzüklerini alma, eksiklikleri giderme için bildirimde bulunma görevinin verildiği , derneklerle ilgili kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem tesis etme yetkisinin tanınmadığı; anılan düzenlemede dernek tüzüğünde, kuruluş bildirisinde veya eklerinde belirtilen eksikliklerin giderilmemesi halinde konuyu Cumhuriyet Savcılığına intikal ettireceğinin belirtilmekle yetinildiği tartışmasızdır....
bir faaliyet bulunmadığı, bu durumda davacı derneğin yaptığı okul öğrencilerini taşıma işinin 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1.maddesinin D bendinde belirtilen anlamda dernek ve vakıflara ait iktisadi işletme olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle vergi ve cezayı kaldırmıştır....