Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi "4721 sayılı Türk Medeni Kanununun rehinlere ve hapis hakkına, 818 sayılı Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz." hükmünü içermekte olduğunu, müvekkili bankanın, borçluların her türlü hak ve alacakları üzerindeki rehin ve hapis hakları 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 954 vd. Maddelerindeki düzenlemelere, takas ve mahsup haklarını ise; 6098 sayılı Borçlar Kanununun 100- 102 ve 139- 145....

Maddesi "4721 sayılı Türk Medeni Kanununun rehinlere ve hapis hakkına, 818 sayılı Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz." hükmünü içermekte olduğunu, müvekkili bankanın, borçluların her türlü hak ve alacakları üzerindeki rehin ve hapis hakları 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 954 vd. Maddelerindeki düzenlemelere, takas ve mahsup haklarını ise; 6098 sayılı Borçlar Kanununun 100- 102 ve 139- 145....

Şti. ve müşterek borçluları ile ticari kredi sözleşmesi imzalandığı ve müşterilerine kredi kullandırıldığı, ancak borcun ödenmediği, davacının da müşterek borçlu olarak borçtan sorumlu olması nedeni ile hakkında icra takibi yapıldığı ve emekli maaşı üzerine bloke konulduğu iddiasıyla konulan blokenin kaldırılması ve çekilen 2.650,82.-TL'nin iadesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Dosya kapsamından; icra takibine konu alacağın, 5464 sayılı Kanunun 43. maddesinde düzenlenen ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin taraflarının tacir ve işin ticari işletmeleri ile ilgili olduğu ve davalının kefil olarak sözleşmede imzası bulunduğu anlaşıldığından, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

    Sulh Hukuk Mahkemesince yetkisizlik, ... 5.Sulh Hukuk ve ... Tüketici Mahkemelerincede ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kredi kartı borcu nedeniyle, davacının maaşı üzerine davalı tarafından konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkindir. ... 5.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce,taraflar arasındaki uyuşmazlığın,tarafların niteliğine göre Tüketici mahkemesinin gorevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA) Dava, Tüketici Kredisi ve Kredi Kartı Üyelik Sözleşmelerine dayalı olarak davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin iadesi istemlerine ilişkin olup, mahkeme nitelendirmesinde de, uyuşmazlığın 4077 sayılı Yasa'dan kaynaklandığı belirtilmiş, karar da Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verilmiştir. Tarafların sıfatına, uyuşmazlığın niteliğine ve mahkemenin nitelendirmesine göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. Ancak, anılan Dairece de gönderme kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı, davalı bankanın kredi borcu nedeniyle...emekli maaşını aldığı hesaba bloke konularak borcun ödenmesini sağlamaya çalıştığını ileri sürerek maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması istemiyle eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlık,bankacılık işlemlerinden kaynaklanmaktadır. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 günlü ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 1.2.2013 tarihinden itibaren Yargıtay 11.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı, 5434 sayılı yasaya göre bağlanan SGK maaşına, davalı bankadan kullandığı kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle, konulan blokenin kaldırılmasını ve maaşından kesilmek suretiyle ödenen bedellerin iadesini talep etmiştir. Davalı banka hesaptaki blokenin, davacının muvafakatine dayandığını savunmuştur. Mahkemece, kredi sözleşmesi ve 20.9.2013 tarihli davacının muvafakatini içeren taahhütnamede yer alan hükümlerin haksız şart oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93.maddesinde Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır....

            , ortaya çıkan bedelden 2008-2014 yılları arası komisyon alacağı olarak 38.367,00 TL'nin kesildiği, gelecek dönem komisyon borçlarını teminen de 25.207,36 TL'nin hesapta blokeye alındığının beyan edildiğini, müvekkilinin mektup bedeli dışındaki bedellerden sorumlu olmadığını, bu hususların taraflar arasındaki rehin ve blokaj sözleşmesinde de çok açık şekilde yer aldığını, buna rağmen masraf- komisyon adı altında müvekkilden bedel kesilmesi ve bakiye rakamdan mektup bedelinin üzerinde bir bedelin halen blokaj altında tutulmasının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını iddia ederek, haksız yere tahsil edilen masraf ve komisyon bedeli olan 38.367,00 TL' nin, tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte istirdadına ve haksız bloke halinde tutulan 25.207,36 TL üzerindeki blokajın kaldırılması ve bu bedelin iadesi ile tasarruf hakkının davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmedeki tüketici davacının aleyhine olan ve tüketiciyi külfete sokan hükümlerin tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı, bu durumun haksız şart olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının hesabına konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu