Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, satış vaadi sözleşmesi 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5. maddesinden yararlanılarak tapuya şerh verilmişse, lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkı güçlenir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Böylelikle şerhten sonra mülkiyet hakkı kazanan malikin kötüniyetli müktesip olduğu karine olarak kabul edilir. Fakat, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmemişse Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca kural olarak tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması icap eder. Ne var ki, alacağı temellük eden veya satış vaadi sözleşmesine dayanan vaat alacaklısı, satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilsin ya da edilmesin tapu ile mülkiyet hakkı kazanan kimsenin mülkiyeti kötüniyetli kazandığını her zaman ileri sürebilir. Bu gibi durumlarda sorunun TMK’nın 1024. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir....

San ve Tic. Ltd. Şti adına Sait Güzel arasında Isparta 2. Noterliğinin 2/10/2001 tarih ve 15325 Yevmiye Nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre, davalı müteahhit firma tarafından Isparta 2. Noterliğinden onaylı 22/05/2000 tarih ve 8978 Yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeine dayanarak Isparta ili, Merkez ilçe, Kepeci Mah, Lokantacı Sokakda kain, 3 Pafta 1261 Ada, 16- 17 parselde tapuya kayıtlı gayrimenkul üzerinde yapılacak binada bulunan ve davalı müteahhide düşecek 29 Nolu daireyi müteahhit firma müvekkiline satmayı vaat ve kabul ettiğini, bu sözleşme ile müvekkilinin davalı müteahhit şirket tarafından yapılacak binadaki 29 B.B....

Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını usul ve hukuka uygun bulunarak istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Davacı bu kez, yine sözleşmeye dayalı olarak edindiğini belirttiği taşınmaz ile menfaat bağlantısının bulunduğunu ve ayrıca menfaat durumunu ortaya koyabilmek için açtığı tespit davasının davaya olan etkisinin istinaf aşamasında dikkate alınmadığını, değerlendirmediğini; mülkiyet hakkının kısıtlandığını ileri sürerek adli yargıda açılan davaların yargılama süreçlerinden de söz ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. Olayda, Mahkeme kararında belirtildiği gibi, üzerine haciz şerhi tescil edilen taşınmazın tapu kayıtlarında mülkiyetin davacıya ait olmadığı ve taşınmaz satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin de gayrimenkul siciline şerh edilmediği sabittir. Davacı üzerine haciz şerhi konulan taşınmazla olan bağlantısını satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi ile ortaya koyarak dava açmıştır....

    Ancak dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı öncelikli talebin tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup sözleşme ve davaya konu taşınmazın devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan, Borçlar Kanunu 97. maddesi gereğince dikkate alındığında edimin tamamlattırılma imkanı da bulunduğundan sunulan delillerle yaklaşık ispat koşulu sağlanmış olmakla davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmekle kabulü gerekir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, zamanaşımı sebebiyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilerek, satış vaadi sözleşmesine konu 311 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına teciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

      Noterliğinin 09.06.2009 tarih ve 011580 yevmiye No'lu düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış ve vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, ... ile yapılan satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkiline verilmesi gereken dairenin ... Aras Şirketi tarafından toprak sahipleri adına verilmesinin teklif edilmesi üzerine, ......

        Öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705/1 maddesinde taşınmaz mülkiyetinin tescille kazanılacağı vurgulandıktan sonra anılan maddenin 2. fıkrasında tescilsiz iktisap halleri ve malikin tasarruf hakkı ile ilgili "miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" şeklinde düzenleme getirilmiştir....

          Öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705/1 maddesinde taşınmaz mülkiyetinin tescille kazanılacağı vurgulandıktan sonra anılan maddenin 2. fıkrasında tescilsiz iktisap halleri ve malikin tasarruf hakkı ile ilgili "miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" şeklinde düzenleme getirilmiştir....

            Öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705/1 maddesinde taşınmaz mülkiyetinin tescille kazanılacağı vurgulandıktan sonra anılan maddenin 2. fıkrasında tescilsiz iktisap halleri ve malikin tasarruf hakkı ile ilgili "miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" şeklinde düzenleme getirilmiştir....

              Öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705/1 maddesinde taşınmaz mülkiyetinin tescille kazanılacağı vurgulandıktan sonra anılan maddenin 2. fıkrasında tescilsiz iktisap halleri ve malikin tasarruf hakkı ile ilgili "miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" şeklinde düzenleme getirilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu