İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2007/1517 Esas sayı ile borca ve imzaya itiraz davasının devam ettiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, usulsüz tebligat ve borca itirazla ilgili açılan davanın reddedildiğini, üçüncü kişi şirket ortakları ile borçlu arasında yakın akrabalık bağı bulunduğunu, sunulan belgelerin her zaman temini mümkün nitelik taşıdığını ve istihkak iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin lehtar ciranta Nejla Aygül'ün oğlu Erdoğan Aygül tarafından daha önce imzaları tamamlanmış şekilde müvekkiline verildiğini, imzanın huzurunda atılmadığını, lehtar ile aralarında süregelen bir ticari ilişki olduğunu, önceki çeklerin karşılığının çıkmasına güvenerek çeki aldığını, bilirkişi raporunu kabul etmediğini ve müvekkili aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2020/10231 takip sayılı dosyası ile davacı hakkında yapılan icra takibinde İzmir İcra Dairesinin yetkisizliğine, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, karar kesinleştiğinde 2 hafta içerisinde talep edildiğinde davacı borçlu T1 yönünden icra dosyasının tefriki ile yetkili Bismil İcra Dairesine gönderilmesine, imzaya ve borca itiraz ile ilgili mahkemece değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir....
İİK.nun 170. maddesinde ise imzaya itiraz düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince imzaya itirazın da duruşma açılarak incelenmesi zorunludur. Somut olayda başvuru, borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan maddeler gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu durumda, borçlu TTK.nun 687/1.maddesinde belirtildiği gibi alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre, mahkemece itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; kambiyo senetlerine mahsus takipte imzaya itiraz, tahrifat ve teminat senedi iddiasıdır. Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2022/667 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine bir adet bonoya dayılı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, 10 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 11/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği eldeki davanın yasal süresi içinde davacı borçlu tarafından açıldığı anlaşılmıştır. Davacı borçlu tarafından dava dilekçesinde imzaya itiraz dışında tahrifata yönelik borca itiraz ve senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş ise de ,mahkemece sadece takibe konu bonodaki imzaya ilişkin imza incelemesi yapılarak davanın reddine karar verilmiştir....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından borçlu aleyhine 3 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra çeklerde zamanaşımının dolması nedeniyle İİK.nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması ve hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 33/a-2. maddesi uyarınca; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki...
İİK'nun 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise, icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar almak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. İİK’nun 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli değildir. Bu durumda, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerekir....
DELİLLER: Seydişehir İcra Müdürlüğü'nün 2021/14 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporuna göre senetteki keşideci imzasının davacı borçlu eli ürünü olduğu anlaşıldığından, davacının imzaya ve borca itirazının ayrı ayrı reddine, asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ayrıca %10'u oranında hesaplanan para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak, ATK raporuna ve mahkeme kararına itiraz ettiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....