İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkeme gerekçesinde itiraz edilen kısım belirtilmediği gerekçesiyle itirazın kısmi olmadığına varılmış ise de borca itiraz dilekçesinin içeriği itibari ile kısmi itiraz niteliğinde olduğunu, kısmi itirazda cihet ve miktarın açıkça gösterilmediğinden geçersiz olduğunu, bu şartlara uymayan borçlu itirazları üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; borca itiraz dilekçelerinde borcun tamamına ve bütün ferilerine itiraz ettikleri hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça belirtildiğinden haksız bir şekilde istinaf yoluna başvurulduğunu beyan ederek davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlu aleyhine 28.10.2014 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 04.11.2014 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, 07.11.2014 tarihinde borçlu tarafından icra mahkemesine başvurularak itiraz ve şikayet sebeplerinin ileri sürüldüğü, alacaklı tarafından ise 24.02.2015 tarihinde haricen tahsilat beyanında bulunulduğu görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin borcun ödenmesi, itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı kararı). O halde mahkemece, borçlunun borca itirazının ve şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile "konusu kalmayan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....
IV- Aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun, icra mahkemesine diğer başvurusu İİK'nun 62. maddesi kapsamında "icra takibinde yetkiye borca itiraz, zamanaşımı itirazı" olup, takibin şekline göre itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerektiğinden, borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. V- Netice olarak, ilk derece mahkemesinin inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2020 NUMARASI : 2019/1447 ESAS- 2020/572 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|İcra Emrine İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine İstanbul 34....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2019 NUMARASI : 2019/688 ESAS 2019/797 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04/12/2019 tarih, 2019/688 Esas, 2019/797 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı borçlu vekili Av....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/15250 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, satış bedelinin şikayet olunanlar arasında garameten paylaştırıldığını, müvekkilinin hacizlerinin şikayet olunanların hacizlerinden daha önce kesinleştiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar vekili, ilk kesin haczin müvekkillerine ait dosyalardan konulduğunu, şikayetçinin takiplerinin İİK'nın 100. maddesinde sayılan belgelerden birine dayalı olmadığını, sıra cetvelinin doğru olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Açıklanan bu olgular karşısından borçlunun bilinen adresine çıkartılan ilk tebligatın iadesi üzerine adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine TK'nın 21/2. maddesine göre davetiye üzerine lüzumlu şerh de verilerek çıkartılan tebligatın TK'nın 21/2. maddesine göre 20/05/2021 tarihinde tebliği usulüne uygun olup mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin esastan reddine, davacının dava dilekçesindeki diğer iddialarının borca itiraz ve senet vasfına yönelik şikayet niteliğinde olmasına göre, süresiz şikayete konu hususlar olmayıp yasal 5 günlük itiraz süresine tabi olmasına göre 26/05/2021 tarihinde yapılan başvuru hak düşürücü süreden sonra olduğundan bu yöndeki itiraz ve şikayetlerin de süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın, 30.12.2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamenin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31.12.2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, İİK Madde 168/5 gereği borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan ve vekaletnamesinin de onaylanma tarihi 31.12.2021 tarihi olduğu dikkate alındığında davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10.01.2022 tarihinde açtığını, davacı tarafın süresinden sonra yaptığı yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....
Borçlunun; kendisine gönderilen ödeme emrinde borca itiraz süresi ile ödeme süresinin gösterilmediğinden bahisle ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvuru itiraz değil, İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. O halde, icra mahkemesince şikayetin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek şikayetin itiraz olarak nitelendirilip başvurunun icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle şikayetin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....