İcra Müdürlüğünün 2018/10570 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluya yapılan ödeme emri tebligatı usul ve yasaya uygun olduğundan, usulsüz tebligat şikayetinin reddine, borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamsız takipte takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ile gecikmiş itiraza ilişkindir....
Borçluya çıkartılan ödeme emri tebligat mazbatasında "adres boş, gecekondu, belirtilen adreste muhatabın taşınmış olduğu tespit edilmiş, tebligat adresi kişinin mernis adresi olduğundan TK'nın 21/2. maddesi gereğince mahalle muhtarına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı belirtilen adresin kapısına yapıştırılarak en yakın isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildi" şerhi yer almaktadır. Sözkonusu tebligatta, muhatabın adresten taşındığını beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığı gibi TK.nun 10. maddesi uyarınca önce bilinen adrese tebligat yapılmadan doğrudan doğruya TK.nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi de usulsüzdür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek buna göre davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, davacıya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebliğ işleminin TK'nun 21/1 maddesine göre gerçekleştirildiği, muhatabın nerede olduğunun sorulduğu, komşu isminin yazıldığı, ancak hangi komşuya haber verildiğinin belirtilmediği (en yakın komşuya haber verildiği belirtilmiş ise de komşunun isim ve soy isminin mazbataya şerh düşülmediği) bu haliyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, davacının imzaya ve borca itirazı ile şikayeti süresinde olduğundan davacının imzaya ve borca itirazına ile şikayet nedenlerine ilişkin deliller toplanıp esas hakkında karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek süreden red kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borca, faize ve faiz oranlarına itirazdır. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. İİK 16.maddeye göre usulsüz tebliğ şikayeti ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde ileri sürülmesi gerekir. Davacı dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu 9. SHM'nin 2019/538 E.sayılı dosyası nedeniyle icra takibinden haberdar olduklarını, usulsüz tebliğ işlemine dosyaya vekalet sunulmasından sonra yapılan inceleme ile 16/02/2020 tarihinde haberdar oldukları ileri sürmüştür. Davacının süre tutum dilekçesine istinaden HMK 355'e göre kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; İstanbul Anadolu 9....
Takibin şekli itibariyle icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan borca ve yetkiye itiraz sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davacının borca ve yetkiye itirazının reddine karar verilmiştir ...'' şeklindeki gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mahkeme değerlendirmesinin Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe aykırı olduğunu, ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık; usulsüz tebligat şikayeti ve borca ve yetkiye itirazlarının süresinde kabul edilerek takibin durdurulması istemine ilişkindir....
Borca itiraz yönünden yapılan incelemede: Davacı her ne kadar borca itiraz niteliğindeki iddialarını da Mahkememize sunmuş ise de, İ.İ.K.'nun 62. maddesinde: "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." denilmiş olup, itiraza konu takibin ilamsız takip olduğu fakat Davacı borçlunun borca yönelik itirazlarını kanunda öngörüldüğü şekilde icra dairesine bildirmeyerek Mahkememize bildirdiği, nitekim davacı borçlunun itiraz dilekçesini 10/10/2018 tarihinde icra müdürlüğüne de sunduğu anlaşılmakla; davacı borçlunun itirazının reddine" dair karar verildiği görümüştür....
İcra Müdürlüğünün 2020/3144 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde müvekkillerinin menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu, müvekkili T1 sabit ikametgah sahibi olmasına rağmen, tebligatın muhtara yapıldığını, müvekkilinin icra takibini öğrenir öğrenmez yasal süresinde borca itiraz ettiğini, T.K'nın 21. maddesına göre yapılan tebligattan sonra müvekkiline ayrıca 7 günlük itiraz süresi verilmesi gerektiğini, müvekkili T2 de sabit ikametgah sahibi olmasına rağmen, yakınına tebligat yapıldığını, müvekkilinin bekar ve yalnız yaşadığını, müvekkilinin yakınına yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin icra takibini öğrenir öğrenmez borca itiraz ettiğini, icra müdürlüğünün borca itirazın reddine karar verdiğini belirterek, 19/10/2020 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını veya düzeltilmesini istemiştir....
Şti. ve diğer borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, adı geçen borçlunun icra mahkemesine başvurarak, kambiyo şikayeti ile birlikte borca itirazda bulunduğu, mahkemece istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168/3-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, kambiyo hukuku şikayeti ile borca itirazın, yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Öte yandan, İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz .... Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter. Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır" hükmünü içermektedir. Somut olayda, takip dosyasından, borçlu... Matbaacılık ...Ltd....