İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 26/10/2020 tarihinde davacıya borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 03/11/2020 tarihinde takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, yerel mahkemeye davacı tarafından süresinde itiraz yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı alacaklının bonoya dayalı takip başlattığı, davacı borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetkiye itirazın kabulün karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
un temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; takip dayanağı bononun ödeme emrine eklenmediği ve dayanak senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı ve takibin mükerrer olduğuna yönelik şikayetlerinin yanı sıra, borca itirazlarını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece işin esası incelenerek istemin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetin yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlulardan M..S..'...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1077- 1482 E.K.sayılı 07/01/2020 kesinleşme tarihli ilamı ile kayıtsız ve şartsız reddedildiği, Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddia, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borca itiraz olarak nitelendirilir. Takibin kesinleşmesinden önce mirasın reddi gerçekleştiğinden davacının borca itirazının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olması sebebi ile Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir....
İcra Müdürlüğünün 2019/282 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı lehtar banka tarafından davacı T6 Limited Şirketi ve avalist T1 aleyhine bir adet bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 ödeme emrinin davacı borçlulara 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçluların yasal 5 günlük süre içerisinde 16/01/2019 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettikleri, dosya içerisinde mevcut senet suretine göre bononun şekli unsurlarının tam olduğu anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK'nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/532 E. sayılı dosyasında 08.08.2014 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, İ.İ.K.'nun 169 maddesine göre açılan bu davanın satış işlemini durduracağı, ödenen paranın da satıştan sonraki aşamada bulunduğu, henüz takibin de kesinleşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda; borçlu aleyhine 22.07.2014 tarihinde takibe geçildiği, borçlunun 25.07.2014 tarihinde tüm dosya borcunu ödediği, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 04.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 08.08.2014 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 169. maddesi uyarınca; "Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz." Ancak bununla birlikte aynı Kanun'un 169/a son maddesi ile de "İtirazın reddi kararının temyizi hiçbir icra muamelesini durdurmaz....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından borca itiraz davası açılmış olduğunu, yerel mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmadığını ve hüküm kurulmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesince kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava kambiyo senetlerine özgü icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza ilişkindir....
Davanın kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde borca itiraz niteliğinde olduğu davacının ayrıca ve açıkça belirttiği bir imza itirazının bulunmaması ve süresi içerisinde imzaya itiraz edilmemesi sebebiyle de davacıya ait olduğu saptanan imzanın bulunduğu senedin kambiyo senedi vasfı taşıması davacının borcun ödendiğini beyan ettiği kimselerin davalı taraftan farklı olması ve senet metninin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği anlaşılmış, dosya kapsamında böyle bir delilin bulunmadığı görülmüştür....