Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve takibin borca itiraz edilerek durdurulduğunu, memur işlemlerine karşı şikayetlerin süreye tabi olduğunu, süre geçtikten sonra şikayette bulunulduğunu davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; "İcra dosyası getirtilip incelenmiş; davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 19.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 23.07.2019 tarihinde borçlu davacının süresinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra dairesine vermiş olduğu 23.07.2019 tarihli dilekçesinde borca itiraz ettiğini ve icra takibinin durdurulmasını talep ettiği anlaşıldığından takibin durdurulmasında yasaya aykırılık bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir." şeklinde karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin iş bu davayla borca açıkça itiraz ettiğini, ödeme emri tebliğ tarihinin 19/07/2019 olarak düzeltilmesi halinde müvekkilinin geçmişe yönelik olarak borca itiraz etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak takibin veya ödeme emrinin iptaline ya da ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkilinin itiraz edebileceği bir tarih olarak güncellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,21 vd. maddeleri uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 78.maddesi uyarınca açılmış haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir....

İcra Müdürlüğü’nün 2019/45862 esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasında, takip alacaklısı ve borçlunun dosyamız tarafı oldukları, alacak tutarının toplam 44.773,04 TL olduğu, takibin 17.12.2019 tarihinde başlatıldığı, ödeme emri tebligatının bila tebliğ dönmesi üzerine ikinci olarak çıkartılan tebligatın TY'nin 21/2. maddesine göre borçlunun mernis adresine tebliğ edildiği ve usulüne uygun olduğu; borçlunun borca itiraz nedenlerini İİY’nin 62/1. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yetkili icra dairesine bildirmesi gerektiğinden Mahkememize yapılan itirazın geçerli olmadığı ve hukuksal sonuç doğurmayacağı, bu bakımdan borçlunun şikayet ve itirazının haksız olduğu sabit bulunmuştur. Bu nedenle şikayet ve itirazın ayrı ayrı reddine " karar verildiği görülmüştür....

H.D nin 03/10/2019 tarih 2018/2783 esas, 2019/1861 karar sayılı emsal ilamı), usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmekle davacı borçlunun yetkiye borca ve imzaya yönelik itirazların da süresi geçmiş olmakla bu itirazların da süre yönünden reddine dair karar vermek gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin ve imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin süre yönünden ret kararının yerinde oladığını belirterek ve ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik dava sebeplerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet, imzaya ve borca itiraz davasıdır. Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi ile ilgili şikayet başvurusunu, İİK'nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapması gereklidir....

olması halinde, borçlunun bu talebe borca itiraz yoluna başvurarak mı yoksa şikayet yoluyla mı karşı koyabileceği konusunda yargıtay önceleri bu konuda yapılacak olan başvurunun ‘şikayet’ olmayıp ‘itiraz’ olduğunu” belirtmişken, daha sonra 2007 yılından itibaren- bu konudaki görüşünü değiştirerek “takipten sonra işleyecek faiz oranları dönem dönem (kademeli olarak) değişkenlik gösterdiğinden, bu faiz oranına süresi içinde borçlu tarafından itiraz edilmemiş olsa da, takip talebinde istenmiş olan faiz oranının kesinleşmiş olmayacağını, bu hususun süresiz şikayet konusu yapılabileceğini kesin biçimde ifade ettiğini, idarenin noter aracılığıyla gönderilecek ihtarname ile temerrüde düşürülmeden işlemiş faiz talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu açıklanan nedenler ile kararının kaldırılmasını, ayvalık icra müdürlüğünün 2021/5100 e. sayılı dosyasında %9 dan fazla talep edilen faiz oranı ile işlemiş faiz yönünden icra takibinin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet...

in mirasçısı kalmadığından mirasının maliye hazinesine intikal ettiği belirtilerek maliye hazinesine ödeme emri çıkartılmasını talep ettiği, kendisine borçlu sıfatıyla ödeme emri çıkartılan maliye hazinesinin şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dosyasında borçlu sıfatlarının bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilmesi ve ödeme emri tebliğ edilmesinin doğru olmadığını, maliye hazinesinin borçlu olduğuna dair bir iddia varsa aleyhlerine dava açılması gerektiğini belirterek haklarındaki takibin ve ödeme emrinin iptalini talep etttiği, mahkemece, takibin şekli itibariyle borca itirazın icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir....

    Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

      Mahkemece; İncelenen icra dosyasına sunulan borca itiraz dilekçesinin bizzat borçlu adına imzalanmış olduğu, dilekçenin üçüncü kişi tarafından teslim edildiğine ilişkin dilekçe uyap kaydında ve davacı tarafından sunulan sureti üzerinde şerh bulunmadığı, dilekçe üzerindeki imzaya yönelik itiraz bulunmadığı, dilekçenin usulsüz olduğu iddia edilen vekaletnameye istinaden vekil tarafından imzalandığının iddia edilmediği, bu haliyle borca itiraz dilekçesinin icra dairesine ulaşması ile itiraz üzerine icra müdürlüğünün vermiş olduğu şikayete ilişkin kararların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte borçlunun mahkeme huzurunda yapmış olduğu ikrarın dikkate alınmasını gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, şikayet (imzaya ve borca itiraz) istemine ilişkin olup hüküm İcra Tetkik Merciince verilmekle, Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 12.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 31.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...

        UYAP Entegrasyonu