İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itirazın kabulü halinde, yetkili icra dairesinden yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi, HMK'nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. Başka bir anlatımla itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde usulüne uygun şekilde başlatılmış bir takibin bulunması ve takip dosyasında tebliğ edilen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmiş olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından Denizli İcra Müdürlüğünde başlatılan takip sonucu, borçlu tarafından icra dairesinin yetkisi ile borç ve ferilerine itiraz edildiği, yetki itirazının davacı tarafından kabul edilerek dosyanın yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderildiği açıktır. Bu durumda, Denizli İcra Müdürlüğündeki dosya itirazın iptali davasına esas alınamayacaktır. Diğer yandan, dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmediğinden, itiraz üzerine duran bir takipten de söz edilemeyecektir....
İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itirazın kabulü halinde, yetkili icra dairesinden yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi, HMK'nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. Başka bir anlatımla itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde usulüne uygun şekilde başlatılmış bir takibin bulunması ve takip dosyasında tebliğ edilen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmiş olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından Denizli İcra Müdürlüğünde başlatılan takip sonucu, borçlu tarafından icra dairesinin yetkisi ile borç ve ferilerine itiraz edildiği, yetki itirazının davacı tarafından kabul edilerek dosyanın yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderildiği açıktır. Bu durumda, Denizli İcra Müdürlüğündeki dosya itirazın iptali davasına esas alınamayacaktır. Diğer yandan, dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmediğinden, itiraz üzerine duran bir takipten de söz edilemeyecektir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, takipten sonra mirasın reddi nedeniyle açılan takibin iptali şikayetine ilişkindir. Davalı alacaklı vekili tarafından borçlu Hüdayet Durgut hakkında Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2016/10384 Esas sayılı dosyasıyla 26/06/2013 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış, borçluya ödeme emri 28/06/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu Hüdayet Durgut 07/01/2018 tarihinde vefat etmiştir. Borçlunun vefatından sonra mirasçılarına ödeme emri çıkartılmıştır. Davacıya ödeme emri 11/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 13/11/2020 tarihinde şikayet ve takibin iptali davası açmış, yapılan yargılama sonucunda davacı borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmiş, bu karara karşı davalı alacaklı istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Borçlunun, ödeme emri kendisine tebliğ edilmeden önce 31/01/2020 tarihinde itirazda bulunduğu, ödeme emrinin borçlu şirkete 10/12/2020, şirket vekiline ise 12/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden itiraz süresinin başlamayacağı ve bu halde yapılan itirazın geçerli olmayacağı kabul edilse de, somut olayda borçluya ve vekiline ödeme emri tebliğ edilmesi ile sözkonusu eksiklik tamamlanmış olduğundan şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...' şeklindeki gerekçe ile "davacı tarafın şikayetinin reddine" karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra hukuk mahkemesine başvuru sebeplerinin borca itiraz olmayıp, icra takibinin ve ödeme emrinin iptali talebi olduğunu, Mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak borca itiraz talebi ile başvurulmuşcasına hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar verildiğini, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinde borcun dayanağı olarak sadece ödenmeyen kira bedelleri ve kira artış farklarının gösterildiğini, ödenmeyen kira bedellerinin hangi döneme, hani aylara ilişkin olduğunun belirtilmediği gibi kira artış farklarının da ne miktar olduğunun belirtilmediğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı borçlu hakkında kira alacağına dayalı olarak başlatılan tahliye talepli ilamsız icra takibinde takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip talebinde alacaklının, borçlunun, alacaklı vekilinin adresinin yazılı olmadığını, İİK md. 58'de açıkça adreslerin yazılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, ödeme emri ekinde senet suretinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca itiraz taleplerinin incelenmediğini ve bu hususlarda bir karar verilmediğini, her ne kadar mahkemece verilmiş yetkisizlik kararı doğru ise de, şikayet ve borca itiraz konularının yetkiden önce geldiğini ve öncelikle incelenip karara bağlanmasının zorunlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı/borçlu dava dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, istinaf aşamasında yetki itirazı yönünden istinaf sebebi belirtmediğinden bu yönden inceleme yapılmamıştır....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği, usulüne uygun yapılan bu itirazla takibin durması gerektiği, borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi ve yeni bir ödeme emri düzenlenmesi talebinin reddi yönündeki icra müdürlüğü kararının bu nedenle yerinde olduğu, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı alacaklının istinaf başvurusunun HMK'nın 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Sayılı dosyasından iptaline karar verildiğini, karar kesinleşmeden işbu takibin mükerrer olarak açıldığını, takip alacaklılarının 02 Kasım 2005 başlangıç tarihli 10 yıllık kira sözleşmesi ve 2015 başlangıç tarihli ek kira sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle kiraya veren sıfatının olmadığını, ayrıca 2015 yılında imzalanan ek kira sözleşmesinin damga vergisinin de ödenmemiş olduğunu beyan ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; borçlunun, 13 örnek ödeme emrinin tebliği üzerine İİK'nun 269/2. maddesi uyarınca yasal 7 günlük sürede icra dairesine başvurarak borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu, bu durumda iddianın ileri sürülüş biçimi ve nedenleri itibarı ile alacaklının dayanak kira sözleşmesinin tarafı olmadığına ve mükerrer icra takibi yapıldığına yönelik iddia, borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emri veya takibin iptali nedeni olamayacağından şikayetin reddine karar vermiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığının tespiti halinde mahkemece takibin iptalinin söz konusu olduğu, alacaklının yetkili icra dairesinde yeniden takip açması gerektiği, davacının İzmir İcra Dairesinde başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine karar verildiği, ardından davacının talebi üzerine takibin Kemaplaşa İcra Dairesine gönderildiği, davacının Kemal Paşa İcra Dairesinde yeni bir takip talebi bulunmadığından ödeme emrinin de geçerli olmadığı, bu durumda itirazın iptali davasının ön şartı olan geçerli bir takip talebi, ödeme emri ve itiraz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....