İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir....
Borca batıklığın tesbiti için TTK'nun 324/ 2. maddesi uyarınca aktiflerin satış değerinin dikkate alınması gerekir. Mahkemece, borca batıklığın belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi heyeti bilançodaki kaydi değerleri esas alarak borca batıklığı saptamıştır. Hükme esas alınan 22.12.2009 tarihli bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli değildir. Mahkemece borca batıklığın belirlenmesi için bilirkişi heyetine bir inşaat ve bir makine mühendisi de dahil edilerek, bina, taşıt, demirbaş tesislerin rayiç değerlerinin belirlenmesi için yeni bir rapor alınmalı, önceki raporda açıklanmayan şüpheli kabul edilen (şirketin almış olduğu bir kısım sipariş kalemleri ve buna göre düzenlenen avans karşılığı çeklerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı) konuları açıklattırılmalı ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Pınarbaşı (Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- İstemci vekili, 1979 yılından bu yana un fabrikası işleten müvekkili şirketin 2010 yılında buğday fiyatlarında meydana gelen aşırı artış ve ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, hazırlanan iyileştirme projesinin uygulanması halinde şirketin borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasının ertelenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamındaki tüm kanıtlara göre; istemci şirketin borca batık durumda bulunduğu, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, uygulanmasıyla şirketin borca batıklıktan kurtulabileceği gerekçesiyle istemci şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir. Kararı, müdahil .... A.Ş., ...., .... Bankası A.Ş.,.... T.A.Ş, ... A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir....
İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. İflas erteleme davaları, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir. Somut olayda borca batıklık tespitinde kaydi değerler değil satış sırasında gerçekleşecek rayiç değerler esas alınmalı borca batıklık kesin bir şekilde tespit edilerek borca batıklık durumu araştırılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davada ... 10.Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik, ... 13.Sulh Hukuk Mahkemesince yetkisizlik, ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı ve ... 4.Asliye Hukuk mahkemesince de hukuk mahkemelerince tevziye tabi tutulması için tevzi bürosuna iade edilmesi üzerine, yargı yerinin belirlenmesi için ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesince gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti (mirasın hükmen reddi) istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, terekenin borca batık olduğunun tespiti amacıyla açılan davada görevin değere göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesinde borca itiraz eden fakat elinde İİK.nun 169/2.maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun borca itiraz etmiş olmasına rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkememiz tarafından verilen karar-------- tarihinde açılmış, mahkemece dava tarihindeki rayiç değerlere göre yapılan hesaplama sonucu borca batık durumda bulunduğu, ancak sunduğu -----olup dava tarihinden hüküm tarihine kadar geçen süre içinde projedeki hedeflerin önemli ölçüde gerçekleştiği, borca batıklıktan çıkma ihtimali yüksek olduğundan iflas erteleme talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, iflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında iflas erteleme kararı verilebilmesi için öncelikle o şirketin borca batık durumda olması ve son durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ancak mahkemece, borca batıklık durumu, 30/11/2015 tarihi itibariyle hesaplanan rayiç değer bilançosuna göre değerlendirilmiş, aradan geçen yaklaşık 3 yıllık süre dikkate alınarak şirketin güncel durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığı kesin olarak tespit edilmemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin ekonomik kriz nedeniyle borca batık duruma geldiğini, sunulan iyileştirme projesindeki tedbirlerin uygulanması suretiyle borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu belirterek davacı şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık olması gerektiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda piyasa değerlerine göre davacının borca batık olmadığının saptandığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Görev kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır. İcra İflâs Kanununun 154/3 maddesine göre, “İflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflâs davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.”...