Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit ve takibinin iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 19.Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine 08/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı, bonoya dayalı takipten dolayı menfi tespit davası açmıştır. Davacı iddialarını kanuni delillerle ispatlamak zorundadır. Mahkemenin kanuni delillerle ispatlanamayan davanın kabulü şeklinde kararı hatalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine, 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/08/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak ve menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; menfi tespit davasının reddine dair verilen 10/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, alacak ve menfi tespit işlemine ilişkindir. Mahkemece, menfi tespit davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, yapılan yargılama ve hükme esas alınan rapora göre, takibe konu bonodaki avalist imzasının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, tarafların sıfatlarına göre davalının bu hususu bilebilecek durumda olup haksız olarak takip başlattığı gerekçesiyle davanın kabulüne, bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 18.12.2013 tanzim tarihli bonodaki aval imzasının sahte olduğu iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İmza incelemesi teknik bir incelemeyi gerektirmektedir. Bu incelemede tatbik olarak alınacak imzaların asıl olması ve özellikle senedin tanzim tarihinden önceki ihtilafsız döneme ait bulunması zorunludur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tatbik imza olarak bononun düzenleme tarihinden sonraki imzaların dikkate alındığı görülmektedir. Bu durum eksik inceleme olup hükmün bozulması gerekmiştir....

                HD'nin 2017/185 esas 2017/1103 karar sayılı ilamı ile "davanın takip dayanağı bonodaki keşideci imzasını inkarına dayalı Menfi Tespit davası olup, mahkemece davalının takipten vazgeçmesi nedeni ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, vazgeçme beyanı incelendiğinde, alacaklının takipten şimdilik vazgeçtiği, takibe ilişkin ve alacağın esasına yönelik haklarını saklı tuttuğu, davalı alacaklının her zaman elinde bulundurduğu, bonoya dayalı takip yapabileceği ve dava açabileceğinden Menfi Tespit davasının konusuz kaldığından söz edilemeyeceği, Bursa 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1420 esas 2015/993 karar sayılı dosyasında 02/06/2015 tarihinde karar verilmiş ise de, henüz kesinleşmediği, Asliye Ceza Mahkemesindeki dosya içeriği ve yapılan incelemelere delil olarak dayanıldığından anılan dosya içeriğinin de dikkate alınarak davacının iddiaları ile ilgili tüm delillerin toplandıktan sonra bir karar verilmesi yönünden ..." mahkeme kararı kaldırılmıştır....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda, borcun varlığı ve miktarı kısmında uyuşmazlık bulunmayıp davacı takipten sonra borcu ödediğini iddia etmektedir. Bu durumda İİK 71 maddesine göre takibin iptali veya talikini talep edilebilecekken ve bu konuda açılan dava derdest olduğu halde menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Kaldı ki takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması veya hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi mümkün değildir. Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Dava, kaçak elektrik faturalarının tahsili talebiyle başlatılan takip nedeniyle menfi tespit ve takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebine ilişkindir. İstinaf gelen uyuşmazlık ise, takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulup durdurulamayacağı noktasında toplanmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72. maddesi; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

                  UYAP Entegrasyonu