Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

almasının yeterli bir gerekçe oluşturmadığını mesleki ve sosyal yaşam ortamı bakımından tanınabilirliği sebebiyle evlendikten sonra da önceki soyadını kullanmakta hukuki yararı olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi , bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları hükümleri ile de evlendikten sonra önceki soyadını kullanma hakkının korunması nedeniyle evlenmekle eşinden aldığı soyadının iptaline ve yalnızca kızlık soyadının kullanılmasına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Buna göre davacılardan ...’ın soyadı değişikliğine ilişkin isteminin yukarıda sözü edilen mahkeme kararı ile ... olan soyadını ... olarak değiştirdiğinden, 5490 sayılı Nüfus Yasanın 36/1-b maddesi gereğince aynı konuya ilişkin olarak ikinci defa dava açılamayacağı gerekçesiyle, davacılardan ...’ın isteminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi gereğince kadın evlenmekle kocasının soyadını alacağı ve evlilik birliği sürdüğü ve kocanın soyadı değişmediği sürece bu soyadını taşımak zorunda olduğu ve bu soyadını tek başına değiştirme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle; davacılardan ... (...), ... (...), ... ... (...) ve ... ... (...)’ın ise 5490 sayılı Yasanın 14. maddesine göre nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hükmü karşısında bu davacıların evlenmekle nüfus kayıtlarının kapalı hale geldiği, bu nedenle nüfus kayıtları...

    Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki çocuğun annenin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... velisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, sair taleplerin ise esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... velisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ... ile boşandıklarını, ortak çocuklar ... ... ve ...'...

      Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların hiç evlenmediğini, bu nedenle açılan davanın "boşanmadan sonra açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davası" olmadığını, nüfus kaydının değiştirilmesi davası olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, TMK'nın 321. maddesinin gerekçesinde evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında tanıma veya babalık hükmü ile soybağı kurulması hâlinde dahi çocuğun ananın soyadını taşıyacağının belirtildiğini, davalının taraf sıfatının olmaması gerektiğini, çocuğa davalının soyadının verilmesinde davalının kusurunun bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : BOŞANMADAN SONRA AÇILAN -KARAR- Dava, boşanma hükmü sırasında verilen şahsi münasebetin değiştirilmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 2.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Nüfus kayıtlarının incelenmesinden ise, ... kızı ...’nin daha önce “...” ile evli iken daha sonradan 1945 yılında “...” ile evlendiği ve ikinci kocasının soyadını aldığı, “... kızı ... ” ile “ ... kızı ...’in” aynı kişi olduğu anlaşılmıştır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bu yapılırken de güncel nüfus kayıtları esas alınmalıdır. Davacının miras bırakanının soyadı her ne kadar daha önceden ““ ise de, ölmeden önce ikinci kocasının soyadını alarak “Akçil” olduğu anlaşıldığından tapu kaydının güncel soyadına göre düzeltmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmelidir. Davanın reddi açıklanan bu nedenle doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 26.10.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          Dolayısıyla, evli kadının, kocasının soyadı olmaksızın sadece kızlık soyadını kullanma talebine (TMK. m. 187) ilişkin olanları hariç, çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36'ncı maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun soyadına gelince; Çocuğun hangi soyadını alacağı, TMK’nın 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Soyadı” başlıklı 321. maddesine göre, "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır."...

            kadına verilmesine ve kadının erkeğin soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davacı kadın tarafından boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin davası yönünden, davalının zamanaşımı itirazının kabulüyle, TMK’nın 178. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m.178). Bu dava hakları, boşanma davasıyla birlikte ya da boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 1 sene içinde talep edilebilen boşanmanın fer’ilerine yönelik olup, kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin verilmesi davası yönünden uygulanmaz. Zira bu talep boşanmanın fer’isi niteliğinde değildir....

                AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20.12.2019 NUMARASI : 2019/248 ESAS, 2019/989 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı (kadın) dava dilekçesinde özetle; davalı ile İstanbul Anadolu 12.Aile Mahkemesi'nin 14/09/2018 tarih, 2018/727 Esas-2018/700 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 14/09/2018 tarihinde kesinleştiğini ve müşterek çocuk Ömer Efe Ateş'in velayetinin kendisine verildiğini, kendisinin boşandıktan sonra kızlık soyadını kullanmaya başladığını, çocuk ile ilgili her türlü iş ve işlem yapıldığında soyadının farklı olduğu için sorun yaşadığını...

                UYAP Entegrasyonu