Evlendirme Memurluğunca düzenlenen evlenme ihbariyesine göre 16.08.1968 tarihinde evlendiği eşinin soyadı olan ... soyadını aldığı, nüfus kaydının şerhler bölümüne de bu ihbariyeye uygun olarak ... uyruklu ... ... ile evli olduğunun yazıldığı anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesine göre, kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir, somut olayda, davacı evlenmekle evlenme ihbariyesinde eşi olarak gösterilen ... ...'...
Bölge adliye mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde kadının istinaf itirazının kabulüne, davacı-karşı davalı erkeğin 17.04.2021 tarihinde vefat etmesi nedeniyle her iki boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, TMK m. 181/2 hükmü gereği boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, karar yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 181. maddesinde; "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır" hükmü yer almaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Dava Türk Medeni Kanununun 173/2. maddesi uyarınca açılan boşandığı kocanın soyadını kullanmaya izin istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: ... 2. Aile Mahkemesinin tarafların boşanmasına esas 2012/216 Esas sayılı dosyanın aslının mümkün olmadığı takdirde onaylı örneğinin eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2018 (Çrş.)...
D… ….. ile evli olduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 187. maddesinde "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlenme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir" hükmü yer almaktadır. Somut olayda davacı 06.06.1984 tarihinde Alman uyruklu J… ….. D… ….. ile evlendiğine ve bu evliliğin yasal olarak sona erdiğini gösteren bilgi ve belge olmadığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 06.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yasada yer alan bu hüküm ilgilinin açık kaydında zaman içerisinde yapılmış olan değişikliklerin kapalı kaydın açılmasından sonra bu kayda işlenmesi ile ilgili olup, Yasanın bu hükmünü yanlış yorumlayarak kapalı kayıttaki bilgileri değiştirecek mahiyette değişiklik yapılması mümkün değildir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 55.maddesine göre, evlenen kadın kocasının soyadını alır. Kadın kocasının soyadı ile birlikte önceki soyadını da taşımak istediğini evlenme sırasında yazılı olarak evlendirme memurluğuna, evlenme sırasında müracaat etmemiş ise daha sonra nüfus müdürlüğüne başvurarak yazılı olarak talep edebilir. Davacı evlenme sırasında bu başvuruyu yapmamış olup halen sadece eşinin soyadını kullanmaktadır. Davacının bekarlık hanesi nüfus kaydının evlenme nedeni ile kapalı olduğu dikkate alınarak, bekarlık hanesindeki soyadının değiştirilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir....
İstinaf incelemesine gönderilen dosyada, davalı vekilinin ibraz ettiği vekaletnamede çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasını takip etmek için özel yetki bulunmadığı, evveliyatla bu hususta vekile (Çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamesinin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya davalı asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve tebligatların bu ikinci halde davalı asile yapılmak sureti ile davalı asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesi bulunmayan avukat tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahalline...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/601 KARAR NO : 2019/646 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SALİHLİ AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2018 NUMARASI : 2018/413 ESAS - 2018/949 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Salihli Aile Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davanın kararına karşı, davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla; HMK'nun 353. maddesi gereğince; duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek, HMK'nun 355. maddesi gereğince de; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi,gereği düşünüldü; İDDİA : Davacı vekili 24.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların Manisa 2.Aile Mahkemesi'nin 2012/129- 224 E-K sayılı kararı ile boşandıklarını müşterek çocuk 05.01.2011 doğumlu Selçuk Rüzgar' ın...
Dava, evliliğin genel hükümleri arasında düzenlenen Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesine dayanan evlenen kadının, soyadı olarak kocasının soyadını alması istemine yöneliktir. Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlanmıştır. Şu halde davanın aile mahkemesinde görülüp karara bağlanması gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında; davanın aile mahkemesinde görülmesi gerektiğinden asliye hukuk mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus düşünülmeden yargılamaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "davacı-davalı erkeğin eşinin çalıştığı iş yerinin çıkışında eşi ile tartışarak kendisini darp ettiğinin sabit olduğu, eşini eve almamak için evin anahtarının değiştirildiği, babasının dünürüne "kızınız hastalıklı, çocuğu olmuyor, istemiyoruz" şeklindeki beyanının sabit olduğu, ayrıca davacı-davalının ailesinin eşine baskı yaptığının sabit olduğu, davalı-davacı kadının ise; her konuyu anne babası ile paylaştığı, aile mahremiyetini ve eşinin cinsel özelliklerini ailesine anlatmaktan çekinmediği, eşine kahvaltı hazırlamadığı, ayrıldıktan sonra sosyal medyada eşinin soyadını kullanmadığı, kızlık soyadını kullandığı, mesaj içeriklerinde de sabit olduğu üzere kendisini bekar olarak tanıttığı, ayrıca kocasının cinsel durumu ile ilgili beyanlarından sonra ailesinin kocası ile alay ettikleri kusurlarının sabit olduğu, belirtilen kusur durumunda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK'nın...