Somut olayda tarafların 11.4.2005 tarihinde boşandıklarını, davalı kadının boşanmadan önce ve sonra asgari ücretle ...'ın Sesi Gazetesinde çalıştığı ve gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle davalının asgari ücretle çalışsa bile yoksulluğun ortadan kalkmayacağı, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde rol oynayacağı anlaşılmakla yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda tarafların 04.02.2010 tarihinde boşandıklarını, davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir indirim yapılmasıdır....
Davalının temyiz itirazları yönünden ise; Dava; davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Anılan madde ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. - TMK'nın 176/3 maddesine göre ise; "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır." Somut olayda; ... 1....
İstanbul Anadolu 20.İcra Müdürlüğü'nün 2019/37055 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında nafaka alacağına ilişkin ilamlı icra takibinin başlatıldığı, davacı - borçluya icra emrinin 03/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 10/01/2020 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmektedir. HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Tazminat Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.04.2019 günü temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
KARŞI OY Dava, boşanmadan sonra açılan, boşanma sebebiyle yoksulluk nafakası; birleştirilen dava ise, aynı davacı tarafından aynı davalıya karşı açılan evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesine dayalı maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Davalı tarafından açılan boşanma davası sonucu, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan "fiili ayrılık" sebebiyle" boşanmalarına karar verilmiş, karar 5.6.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, 11.8.2008 tarihinde açılmıştır....
Mahkemece davacının boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat ve nafaka talepleri kısmen kabul edilmiş ve kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir. Davacı kadının dava dilekçesindeki beyanı tazminatlardan ve kendisi için nafaka taleplerinden feragat açıklaması niteliğindedir. Bu taleplerin, sonradan ıslah dilekçesi ile tekrar istenmiş olması, feragat beyanı karşısında sonuç doğurmaz. Feragatle ilgili taraf işleminin ıslahla geri alınması, yasal olarak mümkün değildir. Bu husus gözetilerek, davacının maddi tazminat (TMK m.174/1) ile manevi tazminat (TMK m.174/2) taleplerinin ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3-Ancak tedbir nafakası her an doğup, işleyen alacak niteliğindedir....
KARŞI OY Davacı tarafından yapılan katkı sebebiyle “değer artış payı alacağı davası” (TMK m. 227) açıldığı ve yerel mahkeme tarafından “Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma davasında ‘tarafların nafaka, tazminat ve başkaca talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına’ şeklindeki beyanları nedeniyle anlaşmalı boşanmadan sonra değer artış payı isteminde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine” karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Anlaşmalı boşanma davasında hüküm fıkrasında yer alan ‘tarafların nafaka, tazminat ve başkaca talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına’ şeklindeki hükmün değer artış payı alacağı (TMK m. 227) davasının reddine gerekçe oluşturup oluşturmayacağı yönünde değerli çoğunluk ile aramızda çekişme vardır....
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin takip borçlusunun huzurunda yapıldığı, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, icra müdürlüğü tarafından sehven İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasının ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağı, haczin yapıldığı konutta borçlu ile alacaklının boşanmadan önce birlikte oturdukları, boşanmadan sonra borçlunun burasını uzaktan akrabası olan üçüncü kişiye 26.08.2005’te satıp, ardından sözleşme ile kiralayarak oturmaya devam ettiğini iddia ettiği, mahcuzların sonradan alınan yeni eşyalar olduğunun kanıtlanamadığı, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü“ gerekçesi ile davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandığını, boşanma ilamıyla davalı kadın lehine aylık 1.000,00 TL; velayeti davalıda bulunan çocuk lehine aylık 750,00 TL nafakaya hükmedildiğini, davalının boşanmadan sonra çalışmaya başladığını, yoksulluğunun ortadan kalktığını belirterek; davalıya ödenmekte olan aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....