Davacı kadına takılan bir kısım ziynet eşyalarının varlığı tanık anlatımları ile kanıtlanmıştır. Ancak ilk derece mahkemesi gerekçesinin aksine davacının ziynet eşyalarının hiç kullanmaması ve üzerinde görülmemesi ziynetlerin davalı tarafından alındığı anlamına gelmez. Ancak davalı taraf cevap dilekçesinde bir kısım ziynet eşyasının düğün masrafları nedeniyle bozdurduğunu, daha sonra annesinden aldığı zincir altını vererek borcunu ödediğini savunmuştur. Bu durumda davalı tarafından alınarak bozdurulduğu kabul edilen ziynet eşyalarının varlığı ve davalı tarafından alındığı davacı tarafça kanıtlanmıştır. Davalı taraf bu ziynet eşyası borcunu ödediğini savunmaktadır....
Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir. Somut olayda, Kayseri 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki boşanma, tazminat, ziynet eşyasının iadesi davasının Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.06.2013 gün, 2013/13028 Esas, 2013/18089 Karar sayılı ve Dairemiz 17/09/2015 gün, 2015/9200 Esas, 2015/14444 Karar karar sayılı bozma ilamları üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-davacı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/07/2019 tarih ve 2016/17 Esas-2019/584 Karar sayılı kararı ile; "Davanın kısmen kabulüne, her biri 16 gr 8 adet 22 ayar bileziğin davalılardan alınması talebinin kabulü ile belirlenen ziynet eşyasının mümkünse aynen mümkün değilse dava tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak 11.520,00 TL nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, her biri 30 gr 2 adet 22 ayar bileziiğin davalılardan alınması talebinin kabulüne, belirlenen ziynet eşyasının mümkünse aynen mümkün değilse dava tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak 5.400,00 TL nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, her biri 18 gr ağırlığında 7 adet 22 ayar bileziğin davalıdan alınması talebinin kabulüne belirlenen ziynet eşyasının mümkünse aynen mümkün değilse dava tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak 11.520,00 TL'nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 13 adet 22,5 luk ata...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 7.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat ile 300,00 TL tedbir ve 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının ziynet eşyası talebinin kısmen kabulüne, 22 ayar 2 adet 60 gram burma bilezik, 1 adet 115 gram altın zincir, 1 adet 10 gram yüzük, 1 adet 7 gram yüzük, 1 adet 9 gram yüzük, 1 adet 4 gram tektaş yüzük ile 1 çift 7 gram küpenin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmazsa bedeli olan 47.960,00 TL’nin davalıdan tahsiline, davalı-karşı davacı kocanın karşı boşanma davasının reddine hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-karşı davacı koca vekili; kadının boşanma davasının kabulü, kocanın boşanma davasının reddi, kusur tespiti, tazminat ve nafakalar ile ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyasının iadesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 05.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1389 KARAR NO : 2020/2097 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ADIYAMAN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2019 NUMARASI : 2017/359 ESAS - 2019/180 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyasının bir kısmının davalının kapı kilidini değiştirmesi nedeniyle evde, diğer kısmının ise davalıya ait işyerinde bulunan kasada kaldığını belirterek, ziynet eşyasının aynen iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Uyuşmazlık, çeyiz ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin 1998 tarihinde davalı ile evlendiğini, bir müddet sonra ziynet eşyalarının ileride geri verileceği beyan edilerek davalı tarafından alınıp, müşterek evin yapımında harcandığını, 2005 yılı Ekim ayında davalının müvekkilini darp ederek evden kovduğunu, akabinde de boşanma davası açıldığını, bu olaydan sonra davacının hiçbir eşyasını alamadan müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını, ekli listede belirtilen 41 adet çeyiz eşyası ile 31 adet giyim eşyası ve davalılarda kalan ve halen teslim edilmeyen 7 adet üçlü burma bilezik, 1 adet ikili dolama altın zincir, bir çift altın küpe, 3 adet altın yüzük, 1 adet altın kol saati, 1 adet altın ince zincir ile 11 adet çeyrek altının aynen olmadığı takdirde fiili ödeme tarihindeki değerlerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının miktarlarının abartıldığını, 1 adet altın yüzük, 1 adet altın kaplama saat, 2 adet yarım altın, 1 adet altın zincirin ise evlerinde meydana gelen hırsızlık olayı sırasında hırsız tarafından götürüldüğünü, bunların dışında takıların bir kısmının geçimlerini sağlamak amacı ile aile birliği içinde bozdurulduğunu, bir kısmının gidilen düğünlerde hediye olarak takıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; ziynet eşyaları yönünden davanın reddine, çeyiz eşyaları yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır....
Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş,davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....