Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince birleşen dosyada zina nedeni ile açılan boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açılan asıl ve birleşen davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... erkeğin istinaf başvurusunun feragat nedeni ile reddine, davalı-davacı kadının katılma yolu ile istinaf başvurusunun da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 348 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek mirasçıları tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan ... erkek mirasçıları vekili 06.02.2024 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir....
götürmediğini, sürekli borçlandığını, iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, zina nedenine dayalı boşanma kararı verilmemesi ve tazminatların miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, her iki davanın tamamı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.12.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... ile karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; zina (TMK.nun 161. mad.), olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davası olup karşı dava ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma TMK.nun 166/1. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri süresinde istinaf talebinde bulunmuşlardır. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemler Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır....
Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. .../... 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 3-Davacı-davalı kadın tarafından açılan dava Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde düzenlenen zina hukuksal sebebine dayalıdır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ( HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez....
Yukarıda ifade edildiği üzere; tarafların birbirine yönelik her türlü şiddet eylemleri ile evliliği çekilmez hale getirecek davranışlar kusur olarak taraflara yüklenmektedir. Somut davada ki ispatlanan vakıaları açıkladığmızda; Yargıtay uygulamasında baskı yapmak evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında duygusal şiddete yönelik olduğundan boşanma konusu davranışlardan sayılmaktadır. Ömer Uğur Gençcan Boşanma Hukuku 2019 Basım Sayfa 562- 566) Ekonomik durumu yeterli olduğu halde bağımsız konut sağlamamak ekonomik şiddete yönelik bir davranış olduğundan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında kusur sayılmaktadır. Kendi ailesi ile oturmaya zorlamak kusurlu davranıştır. (Ömer Uğur Gençcan Boşanma Hukuku 2019 Basım Sayfa 618) Eşlerin doğrudan fiziksel ve Sözel şiddete yönelik hareketleri evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır....
GEREKÇE : Davacı kadın tarafından 22/06/2017 tarihinde, zina (TMK m.161) olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmıştır. Davalı erkek tarafından süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile boşanma talebi kabul edilmiş, davacının maddi taleplerinin ise reddine karar verilmesi istenmiştir. İlk derece mahkemesince davacının zina (TMK m.161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK’nın 161.maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, kararın gerekçesinde de; boşanmaya neden olan olaylarda davalının zina eylemi nedeniyle tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bahse konu bu karar davalı erkek tarafından yukarıda belirtilen sebeplerle istinaf edilmiştir. Dava, özel sebebe (TMK m. 161) dayanmaktadır....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde tarafların ön inceleme duruşmasında hazır olduğu, ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının zinası aksi halde evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanma davası olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece de kabul edildiği üzere dava, zina (TMK m. 161) olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1-2) boşanma davasıdır. O halde “yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; tarafların barıştıkları 2013 yılı Ağustos ayından davanın açıldığı 16.02.2015 tarihine kadar davalı erkeğin zina fiilini gerçekleştirdiği toplanan delillerle kanıtlanamamıştır....
Davalı-karşı davacı tarafından açılan karşı boşanma davası, öncelikle "zina" (TMK. m. 161), bunun kabul edilmemesi halinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK. m. 166/1) sebebine dayandığına göre; sorun, davacı-karşı davalı (kadın)'ın, gerçekleşen eyleminin "zina" olarak kabul edilip edilmeyeceğindedir. Mahkeme, kadının gerçekleşen bu eylemini "güven sarsıcı tutum ve davranış" olarak değerlendirmiştir. Oysa, evli bir kadının, teyzesinin oğlu da olsa otuz yaşında olan bir erkekle tatile gidip, aynı otelde kalması ve bu kişiyi bir kaç kere kocası evde yokken geceleyin müşterek konuta alması zinaya delalet eder. Dosyadaki deliller karşısında kadının zinası gerçekleşmiştir. Öyleyse, karşı boşanma davasının "zina" (TMK. m. 161) sebebiyle kabulü gerekirken, değerlendirmede yanılgı sonucu Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinden boşanma kararı verilmesi doğru olmamıştır....
Dava, zina hukuki sebebi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet ve çeyiz eşyasına ilişkindir. 1- Davacının istinaf itirazının incelenmesinde; Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının bu dava ile zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 100.000,00'er maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmada Laleş isimli kadınla dini nikahla evli olduğu ve bu kadınla, davacı ile birlikteyken de cinsel birlikteliklerinin olduğunu beyan ettiği, mahkemece kadının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmaması nedeniyle dinlenen tanıkların hükme esas alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamış ise de; delil olarak nüfus kayıtlarına dayanmıştır....