"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aşkale Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :07.05.2014 NUMARASI :Esas no:2013/40 Karar no:2014/61 Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı, süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde karşı boşanma davası açmıştır. Hükümde karşı davadaki boşanma talebi hakkında bir hüküm kurulmamış, karşı davadaki boşanmanın fer’ileriyle ilgili hüküm tesis edilmiştir. Kararın gerekçesinde ise “maddi, manevi tazminat, nafaka ve velayet istemleri yönünden karşı davanın kabulüne karar verildiği” belirtilmiştir. Asıl davada tarafların boşanmalarına karar verilmiş olması, karşı boşanma davasında boşanma talebi hakkında karar verilmesine engel değildir. Karşı boşanma davası, asıl davadan bağımsız niteliktedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece 6.7.2010 tarihinde verilen kararda tarafların karşılıklı boşanma davaları olduğu halde, kocanın boşanma davasıyla ilgili hüküm kurulup, kadının birleşen boşanma davası yönüyle hüküm kurulmadığı, söz konusu kararın davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmediği, davacı-davalı kocanın ise 15.10.2010 tarihinde, kendi davasından feragat ettiği ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin sağlanması için dosya Yargıtay'a gönderilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2011/1261 sayılı boşanma davasının birleştirildiği ve 24.12.2012 günlü karar ile davacı kadının boşanma davasının Hukuk Muhakemeler Kanununun 150. madde gereğince işlemden kaldırılmasına, davalı kocanın birleşen boşanma davasının kabulü ile 10.000 TL. maddi, 5.000 TL. mavevi tazminatın kadından tahsiline ilişkin karar, davacı kadın tarafından temyiz edilmiş ve dairemizce onanarak 19.06.2014 tarihinde kesinleşmiştir. 1-Boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilecek yerde yeniden boşanma konusunda hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumu gözetilerek yargılama giderlerinin değerlendirilmemesi de doğru bulunmamıştır. 2-Boşanma kararı 19.06.2014 tarihinde kesinleştiği halde, dava tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmemesi de bozmayı gerekmiştir....
Şöyle ki, TMK'nın 178. maddesine göre "evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar". Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere kanun koyucu bu hüküm ile boşanan tarafların uzun süre karşı karşıya gelmelerini ve dolayısıyla tatsız olayların yaşanmasını önlemek istemiştir (AKINTÜRK, B/ ATEŞ, D.: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s.309). TMK'nın 178. maddesine göre açılan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri için; artık yeni vakıalara dayanılması, yeniden kusur dağılım ve derecesinin tespit edilmesi mümkün değildir. Bu taleplerin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur, boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Mahkeme kesinleşen boşanma davasındaki tarafların kusur dağılım ve derecesine bakıp, nafaka ve tazminat talepleri buna göre karar bağlayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı "aynı" boşanma davasında birden çok hukuki sebebe dayanarak öncelikle Türk Medeni Kanunu m.161 (zina sebepli) olmadığı takdirde, Türk Medeni Kanunu m.166/1'de gösterilen hukuki sebeple boşanma isteminde bulunmuştur. Öncelikle özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, özel boşanma sebebi değerlendirilmeden, genel boşanma sebebine (TMK m.166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup (HMK m.26), davacının öncelikli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, ikincil talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz....
(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f....
Oysa, davacı-karşı davalı erkeğin alkol bağımlısı olduğu, 2009-2011 yıllarında alkol tedavisi gördüğü, ancak bu alışkanlığından kurtulamadığı, taraflar arasındaki sorunların bundan kaynaklandığı, alkollü iken eşine ve çocuğuna fiziki şiddet uyguladığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Olayların tekrarlanması ve gelişimi karşısında kadının eşini affettiği kabul edilemez. Gerçekleşen bu durumda kadın da karşı boşanma davası açmakta haklıdır. Kadının karşı boşanma davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile karşı boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır. Ne var ki, kocanın boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma kararı, temyizin şümulu dışında bırakılmakla usulen kesinleşmiş, gelinen bu aşamada kadının karşı boşanma davasındaki boşanma talebinin esasının konusu da kalmamıştır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Boşanma davası dosyası içindeki davalardan sadece asıl boşanma davası kesinleşmiş olduğu, maddi ve manevi tazminatların diğer davalar kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinden bahisle icra takibi iptal edildiğini, Dolayısıyla 09.10.2019 tarihli kesinleşme şerhi düzenlenmiş olan boşanma davasının eklentisi olan maddi manevi tazminat alacaklarının takibe konulması hukuka ve usule uygun olup takibin iptaline karar verilmesi hatalı olduğunu, ayrıca davacı tarafından, asıl dava yönünden kesinleşme olduğu ve tazminatların diğer davaların eklentisi olduğu, maddi ve manevi tazminat ve nafaka taleplerinin yalnızca karşı boşanma ve birleşen boşanma davasının konusu olduğu iddia edilmiş, ilk derece mahkemesince de bu yönde karar verildiğini, ancak Adana 8. Aile Mahkemesi'nin vermiş olduğu gerekçeli kararda, hakim tarafından tüm dosya kapsamı incelenmiş ve üç ayrı boşanma davası yönünden de davanın kabulüne karar verildiğni, Adana 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış, tahkikat aşamasında taraflar anlaşmış, 14.10.2015 tarihli protokolü dosyaya sunmuşlar, mahkemece tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesine göre boşanmalarına karar verilmiş ve hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....
Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. Davalı-davacı boşanma davasından “feragat ederek” hükmü temyiz etmiş ancak daha sonra verdiği dilekçe ile “temyizden feragat” etmiştir. Feragatten feragat edilemez....