Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası ve kişisel mal niteliğinde ziynet eşyası alacağı davasıdır. Yargılama sırasında davalı erkeğin vefat etmesi ve kadının boşanma davasından feragat etmesi nedeniyle boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığını, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, dahili davalılarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yargılama sırasında dinlenen tanıkların yakın akraba olması, tanıklığa engel olmadığı gibi aksine HMK 255.madde gereğince ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Bu haliyle dahili davalıların tanıkların yakın akrabalığına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davası devam ederken davalı erkek eşin 04.05.2019 tarihinde vefatı nedeniyle evlilik birliği ölümle sona ermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma ile ziynet eşyası alacağı" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası ile kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesi yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kocanın kabul edilen boşanma davası ile kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma kararı verildiği halde, hükümde boşanmanın yasal dayanağı olarak, aynı kanunun 166/3. maddesinin gösterilmesi maddi hatadan kaynaklanmış olup, mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; reddedilen kendi boşanma davası, kadının boşanma davasının kabulü ve fer'ileri, kadının ziynet alacağı davasının reddi nedeniyle hükmedilmeyen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne karar verilerek tarafların boşanmalarına karar verilmişse de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadının, başka bir erkekle internet ortamında yazışmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece; "Dava ve birleşen davanın; TMK 166 madde uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat ve velayet taleplerine ilişkin olduğu görülmüştür. Dosya arasına alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre; tarafların 24/08/2005 tarihinde evlendikleri görülmüştür. Dava yönünden yapılan yargılama ile tarafların ayrı ayrı delilleri toplanmış, nüfus kayıtları celbedilmiş, ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış ve tanıklar dinlenmiştir. Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan dava ve birleşen dava da, boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalının az da olsa kusurlu olması gerekir. Kusur hususunda birden fazla ayrıma gidilerek boşanma davasının açılabilmesi noktasında davalının az da olsa kusurlu olması yeterli olmaktadır....
Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, davacının ablasının evine bırakılması sırasında üzerinde her hangi bir ziynet eşyasının bulunmadığını belirttikleri gibi, boşanma davasında da davalı ve ailesinin davacıya hakaret ederek ablasının evine bıraktıkları, davacının davalı tarafından dövüldüğü kabul edilmek suretiyle tarafların boşanmasına karar verildiği, ceza davasında da davalının davacıyı dövdüklerinden bahisle davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan mahkeme kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla ... olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır....
Açıklanan nedenle, davalının ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-İlk derece mahkemesince boşanma davasının reddine karar verilmiş, taraflarca hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, görevli ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, 09.07.2018 tarih 2018/1023 esas ve 2018/1338 karar sayılı kararla, davacının istinaf talebinin kabulü ile boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından tüm yönlerden temyiz edilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kendi boşanma davası ile ziynet ve eşya alacağı davalarının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkek tarafından terk hukuki sebebine dayalı (TMK m. 164) boşanma davası açılmış, erkeğin davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir....
-TL maddi ve uğramış olduğu psikolojik şiddet nedeniyle 50.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesini, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olduğundan ve herhangi bir geliri bulunmadığından dava tarihinden itibaren 1.000,00.-TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir. Mahkemece; "Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler bu birliğin mutluluğunu elbirliği ile sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır. Evlenmekle eşler ruhsal, bedensel ve ekonomik açıdan çocukları ile birlikte bir birliktelik oluştururlar. Bu unsurlardan birinin eksikliği, eşler arasında duygu ve düşünce birliğinin zayıflaması, keza ortadan kalkması, sevgi ve saygının yerini hakaret, saldırı, kin ve nefret alması birliğin temelinden sarsıldığını gösterir....
-3- Kesinleşen boşanma davasında verilen hüküm ve bu hükme esas alınan tanık beyanları ile iş bu davada dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının, davalı kocadan gördüğü şiddet nedeniyle ziynet eşyalarını alamadan müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı kadın tarafından davaya konu ziynet eşyalarının davalı kocada kaldığının ispat edildiği gözetilerek, dava konusu ziynet eşyaları ve değerlerinin belirlenmesi suretiyle ulaşılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi ile ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıolup, bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı, çeyiz eşyaları yönünden ise, davacının dava açarken tercih hakkı bulunmaktadır. Eşyaların aynen teslimini isteyebileceği gibi bedelini de isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, ziynet alacağından kaynaklanan maddi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) dışında davalının davayı kabul beyanı hukuki sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3). Davada Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir....