AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2019 NUMARASI : 2017/578 ESAS 2019/216 KARAR DAVA KONUSU : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyasının İadesi KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğince de istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
, evlilik alyansının ziynetin müvekkile iadesi, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin (bilirkişi raporuyla ziynet eşyasının değeri belirlendikten sonra dava değerinin arttırılması hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik) 1.000,00....
(HMK m. 190/1) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer. Davacı-karşı davalı kadın ziynet eşyasının davalı-karşı davacı erkekte kaldığını ileri sürmüş, davalı-karşı davacı erkek ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyişle bunların davalı-karşı davacı erkeğin zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı-karşı davalı kadın dava konusu ziynet eşyasının varlığını, erkek tarafından bunların elinden alındığını, götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır....
Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Somut olayda, davacı tanıklarından Tahir Kurt mahkeme huzurunda dinlenilmiş, diğer tanıkların dinlenilmesi için mahal mahkemesine yazılan talimatlar adres yetersizliği sebebiyle bila ikmal iade edilmiş ise de, iş bu davanın tefrik edildiği boşanma dava dosyasında anılan tanıkların dinlenildiği anlaşılmıştır....
Davacı-karşı davalı kadın dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Davacı-davalı kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....
Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı dava konusu ziynet eşyasının davalı tarafından bozdurularak harcandığını, isbat yükü altındadır. Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının davalı tarafından bozdurularak harcandığını ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Malların tasfiyesi ve ziynet eşyasının iadesi ... ile ... aralarındaki malların tasfiyesi, ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Aile Mahkemesinden verilen 26.02.2010 gün ve 440/177 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, bu tür davalarda fedakârlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet ilkelerinin de uygulanması ve gözönünde tutulması gerektiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 650,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.950,00 TL'nin temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı...
Aile Mahkemesi TARİHİ : 30/05/2012 NUMARASI : 2010/814-2012/464 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz eşyası ve ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir....
Model 22 ayar altın bilezik, 1 adet 22 ayar 4'lü Kaburga model altın bilezik, 1 adet 14 ayar normal altın bilezik, 1 adet yarımlık altın, 4 adet altın yüzük, 1 adet saatin ziynet eşyası olarak takıldığını, davalı kocanın evlendikten sonra takıların tamamını müvekkilinden alarak bozdurduğunu, davalının boşanma davasındaki beyanlarında da ziynet eşyalarını ve takıları kendisinin bozdurup harcadığını beyan ettiğini, takıların müvekkiline iade edilmediğini belirterek, belirtilen ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
aşırı harcamaları olduğu için altınlarını boşmuş olabileceğinin keza müvekkilinin davacının altınlarına dokunmadığının hem işbu dava dosyası hem de taraflar arasında görülen çekişmeli boşanma davasında sabit olduğunu, davalı müvekkilinin hiçbir zaman ziynet eşyalarını almadığını, ziynet eşyalarının kime ait olduğunun tespitinde önemli olanın söz konusu ziynet eşyasının kadına özgülenip özgülenmediği olduğunu, bilezik, bileklik, kelepçe, kolye ve küpe setlerinin kadına özgü olan ziynet eşyaları olduğunu, ancak cumhuriyet altını, yarım altın, çeyrek altın, gram altın gibi ziynet eşyaları kadına özgülenmeyen ziynet eşyaları olduğunu, davacı tarafça talep edilen çeyrek altınların davanın konusu dışında kaldığını, bu yönüyle de davalının istinaf taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kısmen kabul yönünden verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi, davacının maddi ve manevi tazminat ve...