ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddine, mal tasfiyesine ilişkin davanın tefrik edilerek ayrı dosyada ele alımasına, iştirak nafakasına her yıl Ocak ayında belirlenen ÜFE oranında artış yapılmasına, karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma ve tespit" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından; lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarı yönünden, davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ve mal rejimiyle ilgili tespit talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mal rejiminin tasfiyesiyle ilgili bir dava bulunmadığına göre, davalının, karşı boşanma davasındaki, tespitini istediği hususların bu davada incelenmesinin mümkün bulunmamasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin...
Aynı kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 14.12.1988 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 07.02.2002 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
Davalı ... vekili, söz konusu paranın evlilik birliği içerisinde bankadan çekilerek aynı zamanda kayınbabası olan dava dışı Yüksel'e verildiğini, mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle paranın mevcut olmadığını, boşanma sürecinde geri istemesine rağmen verilmeyen para ile ilgili olarak boşanma davası sonrası açmış olduğu kabül ile neticelenen alacak davasında davacınında tanık sıfatıyla dinlendiğini ve paranın evlilik birliği giderleri ve tüp bebek tedavisinde harcandığına ilişkin tanıklık yapması nedeniyle iş bu dava ile mal rejiminin tasfiyesini talep etmesinin TMK 2. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu edilen paranın mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Anlaşılan mali konularla kastedilenin boşanmanın fer'i nitelikte mali konularla birlikte, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini içerip içermediği ancak yorum yoluyla ulaşılacak sonuca bağlıdır. Kanımca, davacı yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğine, taşınmaz için boşanma davasında talepte bulunulmuş olmasına ve bu taşınmaz dışında paylaşıma konu önemli bir malvarlığı bulunmadığına göre; protokoldeki "mali konular" ibaresinin talep edilmeyen boşanmanın fer'i nitelikteki diğer mali taleplerle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak haklarını da kapsadığı kabul edilmelidir. Temyiz edilen davanın reddi kararının bu nedenle onanması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum....
TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu parsellerin ve kooperatif hisselerinin edinim tarihlerine ilişkin kayıt ve belgeler getirtilmemiş ise de, boşanma hükmünün kesinleştiği tarih itibariyle 1999'dan önce edinildikleri şüphesizdir. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme ve boşanma tarihleri itibariyle 743 sayılı MK.nun 170.maddesine göre mal ayrılığı rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazların satın alındığı iddia edilen dönem itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/....maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK’nun 222. m.). Somut olayda; taraflar 29.07.2007 tarihinde evlenmiş, 17.07.2018 tarihinde açılan boşanma davasında, TMK’nun 166/3 maddesi uyarınca verilen ve 13.12.2018 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşanmışlardır. Taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. TMK'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için, eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalı tarafından İstanbul 10....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 10.04.1993 tarihinde evlendikleri, 30.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 13.07.2011 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu ... plakalı araç ile 2105 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki nizalı 10 nolu bağımsız bölümün sırasıyla edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu, 01.07.2005 ve 14.05.2010 tarihlerinde davalı...
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 15.06.1987 tarihinde evlendikleri, 29.06.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu 26 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 03.11.2004 tarihinde satış suretiyle davalı eş adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 30.09.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki hususunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214. maddesinde; “…Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki Mahkemeler yetkilidir: 1. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri Mahkemesi, 2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan Mahkeme, 3. Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri Mahkemesi…” şeklinde belirtilmiştir. Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına ve incelenen tutanaklara göre yanlar arasında ...4....