Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." TMK'nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” TMK'nın 175. maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” TMK’nın 182. maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen boşanma kararına karşı bir itirazının bulunmadığını, ancak kusurlu taraf davacı olduğundan, mahkemece yapılan kusur tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine maddi manevi tazminat takdiri, velayet, iştirak nafakası takdiri, takdir edilen tazminat ve nafaka tutarları yönünden de kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle, ilgili kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Mahkemece verilen karar boşanma hükmü yönünden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Anlaşmalı boşanma kararına konu 17/07/2018 tarihli protokolün taraf ve vekilleri tarafından beraber imzalandığı, protokolde tarafların karşılıklı olarak tazminat ve nafaka talep etmediklerini beyan ettikleri, kararın taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği, davacının tehdit ile imzaladığı, okuma yazma bilmediği iddiaları mevcut ise de söz konusu kararda bu hususların yargılamanın iadesi sebebi yapılmadığı ve buna ilişkin iddialarını ispatlayamadığı dikkate alındığında anlaşmalı boşanma davasında davacı kadının maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği anlaşılmakla bu taleplerin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Davacı kadın tarafından müşterek çocuk Bünyamin'in 2014 yılında davalının kardeşi tarafından cinsel olarak istismar edildiği iddiası ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığıın 2019/31331 Sor. dosyasında 17/05/2019 tarihinde şikayette bulunduğu, anlaşmalı boşanma dava dosyasında hazırlanan 09/04/2018 tarihli sosyal inceleme raporunda...
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma davası açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, sabit ve düzenli gelirinin bulunmadığı, kadının boşanma sonucunda en azından erkeğin maddi desteğini yitireceği, mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, geçimsizliğe sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat miktarı takdiri ve miktarlarının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğin nafaka ve tazminatların yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması - Nafakanın Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre velayetin kaldırılmasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-İştirak nafakasının artırılmasına dair karara yönelik temyiz itirazına gelince; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2. maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 21.07.2004 tarihinden itibaren 1170 YTL’ye çıkarılmıştır. 5212 ve 5236 Sayılı Yasalar uyarınca, her yıl “Yeniden Değerlendirme Oranına” göre bulunacak miktarlar dikkate alınarak, belirtilen konularda değer itibarıyla bu miktarların altında kalan...
Mahkemece; davacının boşanma davası sırasında küçük için nafaka telep etmediği, boşanma davasının kesinleşmesiyle bu dava tarihi arasında dört ay gibi bir sürenin geçtiği, bu süre içerisinde davacının ekonomik durumunda bir değişikliğin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanununun 182/2.maddesinde, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu düzenlenmiştir....
Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava ve bu davada verilen tedbir ara kararı kapsamında küçüğün fiilen anne yanında yaşamaya başladığı, dava tarihinden sonra 23.09.2020 tarihinde velayetin değiştirilerek anneye verilmesine ilişkin kararında kesinleştiği ki zaten TMK 329.madde gereğince, küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceğinin açıkça düzenlendiği dikkate alındığında fiilen velayeti kullanan ve çocuğa bakan annenin dava tarihinden itibaren iştirak nafakası istemesi ve mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi ekonomik gelişmeler, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik, sosyal durumları, yaşam standartları, çocuğa fiilen bakan annenin de çocuğun maddi ihtiyaçlarına yapacağı destek de gözetilmek suretiyle ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı da hakkaniyete uygundur....
Müşterek çocuk Burak yaşı itibariyle idrak çağında olup velayetle ilgili tercihine öncelik tanınması gerekirken tercihinin aksine velayetin anneye bırakılması doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesi ile müşterek çocuk Burak'ın velayetinin babaya bırakılmasına ve anneyle kişisel ilişki düzenlenmesine karar vermek gerekmiştir. Fer'i nitelikteki maddi ve manevi tazminata ilişkin; Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak, davalı-davacı kadın tarafından ise hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların miktarı ile velayeti babaya verilen müşterek çocuk... için hükmedilen iştirak nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 04.05.2015 günü temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.07.2010 (Pzt.)...