HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/375 KARAR NO : 2022/389 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BÜNYAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2020/109 2021/229 DAVA KONUSU : Boşanma (Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı eşi ile 30.01.1987 tarihinde evillik yaptıklarını, evliliklerinden çocuklarının olmadığını, davalının inşaat işçisi olduğunu, aylık geliri 4500.00TL olduğunu, kendisinin ise hiçbir geliri olmadığını, davalının, evliliklerinin son üç yılında kendisine karşı davranışlarının değiştiğini ve sık sık çalışmaya gidiyorum bahanesiyle müşterek haneye...
Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere davalı kadın eldeki boşanma davasında boşanma sebebi olarak herhangi bir maddi vakıaya dayanmış değildir. Davalı, dilekçe içeriklerinde “evi terk” ve “yatağı ayırma” vakıalarından bahsetmiş, ama bunların da kendisi açısından boşanma sebebi olmadığını ifade etmiştir. O halde; davalı kadın tarafından dayanılmamış, boşanma sebebi olarak görülmemiş ve eldeki davada ileri sürülmemiş olan vakıaların, ilk derece mahkemesince davacı erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Öte yandan; kadının kusurlarına ilişkin dinlenen davacı erkek tanık beyanlarının, bir kısmının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli beyanlar olmadığı, bir kısmının ise duyuma dayalı, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak soyut izahlardan ibaret olduğu, dolayısıyla davalının da kusurlu bir davranışının kanıtlanmadığı anlaşılmaktadır....
Tüm dosya kapsamına göre; Tarafların anlaşmalı boşanma hükümleri doğrultusunda boşandıkları,buna ilişkin protokolün boşanma dava dosyasına sunulduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.Davacı yan bu protokol kapsamında tarafların eşyaları ile ile ilgili anlaşmaya varıldığını davalı yan ise boşanma protokolü ile tarafların birbirlerinden kişisel mal veya edinilmiş mal kapsamında talepte bulunulmasının engellendiği ve bu şartlar ile anlaşmaya varılarak boşanmanın gerçekleştiğini ileri sürmektedir.İddia edilen bu vakıalar karşısında mahkemece boşanma kararına esas alınan protokolün incelenmesi,değerlendirilmesi,yorumlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden eldeki davada görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu nazara alınmaksızın belirtilen şekilde görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 14/07/1994 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 2 ergin müşterek çocuklarının olduğu, asıl dava, kadın tarafından erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma, karşı dava, erkek tarafından kadının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ve ferilerine ilişkin talepte bulunarak davalar açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca kendi davalarına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, özellikle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve delillerin tespit edilememiş olmasına, Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve köklü sarsılma unsurları davada gerçekleşmediğine göre tarafların esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi diğer hususlara ait temyiz istekleri de yersiz bulunduğundan usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00'ar...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tanıkların davacıdan aktardıkları olaylar sabit kabul edilemez ve hükme esas alınamaz. *Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....