DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, nafakaların miktarı ve tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkek vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 14.04.2016 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davacı-davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a- Davalı-davacı kadın vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 06.05.2015 tarihli dilekçesiyle, asıl davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden...
Boşanma davasının eki niteliğindeki yoksulluk ve iştirak nafakalarına ilişkin hükmün, boşanma davasına ilişkin hükümle birlikte karar verilmesi gerekirken bu taleplerle ilgisi bulunmayan bağımsız tedbir nafakası davasında hükmedilmesi doğru değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında: açık, şüphe vc tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. O halde her bir dava hakkında infazda duraksamaya sebebiyet vermeyecek tarzda hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2022 NUMARASI : 2020/110 ESAS 2022/783 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kadının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı koca tarafından daha önce açılan boşanma davası retle sonuçlanmış ve 19.10.2004 tarihinde kesinleşmiştir....
Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca nafaka alacaklısı davacı; davasını ikametgahında açabilecekken, boşanma davasında yetkili mahkemeler buna göre daha sınırlıdır....
Yerel mahkemece, fiili evlilik birliğini sebepsiz olarak müşterek haneden ayrılmak suretiyle sonlandıran eş lehine tedbir nafakası hükmedilmesinde zorunluluk bulunmadığı, davalı kadının iş ve gelir sahibi olması ve başka bir kişiyle birlikte olduğuna dair izlenim edinilecek şekilde yaşaması sebebiyle hak ve nesafet kuralları gereğince davalı lehine boşanma davası süresince tedbir nafakası hükmedilmediği belirtilerek direnme kararı verilmiştir....
nafakası davası, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma dosyası ile birleştirilmiş, birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda mahkemece erkeğin boşanma davasının reddine, kadının birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına karar verilmiş, hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki dava yönünden temyizi üzerine Dairemizin 12.12.2016 tarihli ilamı ile bağımsız tedbir nafakası dosyası yönünden “ davalı-davacı kadının 9.9.2014 tarihli ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edilmesine rağmen katılmadığı, mazeret de bildirmediği, bağımsız tedbir nafakası davası takip edilmeyip yenileme dilekçesi de sunulmadığından mahkemece bağımsız tedbir nafakası dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi “gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 24/12/2018 tarih ve 2018/933 Esas - 329 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, müşterek çocuk için aylık 500 TL iştirak nafakası takdir edildiğini, kararın kesinleştiğini, o tarihten bu yana müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin tek başına çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirterek, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının arttırılarak aylık 4.000 TL'ye çıkartılmasına ve gelecek her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ve faiz uygulanmasına, katılım alacağı, eşya ve ziynet alacağı haklarının şimdilik saklı kalmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece “dava dilekçesinde talep edilmediği” gerekçesiyle hükmün kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde boşanmakla yoksulluğa düşeceğini belirttiğinden, yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu kabul edilmelidir. Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında çalışmadığı belirlenmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran ortak çocuk ...lehine takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır....