Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 3, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

    Bu taleplerin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur, boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Mahkeme kesinleşen boşanma davasındaki tarafların kusur dağılım ve derecesine bakıp, nafaka ve tazminat talepleri buna göre karar bağlayacaktır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü için, taraflar arasında görülen ve kesinleşen boşanma davasının incelenmesi gerekmektedir. Taraflar İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/659 E., 2002/696 K. sayılı kararı ile boşanmışlar ve boşanma kararı 10.01.2003 tarihinde kesinleşmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun şekilde tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; zina ve hayata kast sebebine dayalı taleplerin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1- 2) , zina (TMK 161), hayata kast ve onur kırıcı davranış sebeplerine ( TMK 162) dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece taraflarının evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1- 2) sebebine dayalı olarak boşanmalarına, zina (TMK 161), hayata kast ve onur kırıcı davranış sebeplerine ( TMK 162) dayalı açılan davaların ise reddine karar vermiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın zina sebebine ( TMK m. 161), davalı -davacı erkek ise fiili ayrılık sebebine dayalı (TMK m. 166/son) boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davacı- davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, erkeğin davasının ise, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-davacı erkeğin bir başka kadınla birlikte yaşadığı gerçekleşmiştir. Bu durumda davalı-davacı erkeğin zinası ispatlanmıştır. O halde davacı-davalı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

          -Boşanma, s. 122) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, GENÇCAN-Boşanma, s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; - Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, - Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek; 08.11.2013 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak (TMK m. 166/1) açtığı boşanma davasını 08.04.2014 günlü dilekçesi ile zina (TMK m.161), onur kırıcı davranış (TMK m.162) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) hukuki sebeplerine göre boşanma kararı verilmesi talebiyle ıslah etmiştir (HMK m.l76). Davacı erkek ıslah talebiyle,ilgili olarak her hangi bir harç yatırmamıştır. Eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece, davacıya maktu ıslah harcını ikmal etmesi için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32) gerekirken, maktu harç eksikliğinin tamamlattırılması yönünde işlem yapılmadan, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında resmi nikahlı olarak evlendiklerini, müşterek üç çocuklarının bulunduğunu, davalının müvekkiline sürekli küfrettiğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, şiddet uyguladığını, aldattığını, davalının çocuklarıyla, eşiyle ve eviyle ilgilenmediğini, bu nedenle öncelikle TMK 161. maddesi uyarınca zina sebebine dayalı olarak, talebin kabul edilmemesi halinde TMK 162. maddesi uyarınca pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmalarına, bu talebin de kabul edilmemesi halinde TMK 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini ve bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını, her bir çocuk için 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına...

              davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce, anlaşmanın bozulması nedeniyle anlaşmalı boşanma hükmünün geçersiz hale geldiği, davanın "çekişmeli boşanma"(TMK m.166/1-2) davası olarak görülmesinin gerektiğinden bahisle hükmün bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilirken, davalı-karşı davacı erkeğin evliliğin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılık boşanma davası açtığı, ayrıca ilk dava temyiz aşamasında iken, davalı-karşı davacı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma dava dosyasının da eldeki dava dosyası ile birleştirildiği anlaşılmaktadır....

                İkinci kredi ise, 52,500 TL, olarak alınmış, geri ödemeli faizler vs. dahil 86.290,57 TL'dir. Aylık taksit 1027,27 TL olarak hesaplanmıştır. Her iki kredi de 84'er ay vadeli olarak çekilmiştir. Boşanma davası 18.02.2009 tarihinde açılmış olup, taraflar arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son fıkrası uyarınca bu tarihte sona ermiştir. Boşanma dava tarihine kadar ödenen 17 taksitin edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönem içinde ödendiğinin kabulü gerekir. Bu durum karşısında 84 aya göre ödenen 17/84 oranı edinilmiş mallara katılma rejimi için gözetilmesi gereken artık değer olarak kabul edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu