Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, boşanma davasında protokol düzenlendiğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 27.12.1996 tarihinde evlenmişler 29.3.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 08.04.2013 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini iddia etmediğinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....

    Davacı kadın dava dilekçesinde tarafların TMK 161. maddesi gereğince zina hukuksal sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme ise yanılgılı değerlendirme ile davayı TMK 166/1. maddesi hukuksal sebebine dayalı boşanma davası olarak nitelendirerek TMK 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar vermiştir....

    Bir kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez. Bu itibarla, davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md. 186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223. 242. 244. 262. 263, 264, 267. 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169)....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminatların reddi, ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Kadının ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Kadın tarafından temyize konu edilen ziynet alacağının miktarı karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi gereğince temyiz sınırı altında olduğundan kesindir....

        Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler. Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler". (TMK m. 227) Davacı kadın, taşınmazın alımına ziynet eşyaları ile yaptığı katkı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi gereğince değer artış payı talebinde bulunmamış, katılım alacağı talep etmiş, temyize konu dava da ise ziynet eşyası alacağı talep etmiştir. O halde, davacı kadının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemez. Mahkemece, ziynet eşyalarının taşınmazın alımında kullanıldığı sabit bulunduğuna göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, katılım alacağına hükmedilmiş olması gerekçesiyle, ziynet eşyası isteğinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı-k.davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, delilerin ve tanık beyanlarının değerlendirilmesinde hata yapıldığını, kararda ziynet ile ilgili delillerinin yok sayıldığını, bazı delillerin toplanılmasında gereksiz gecikmelere sebebiyet verecek şekilde davranıldığını, hatalı ara kararlar alındığını, kararı etkileyecek davacının ve kendi tanıklarının beyanlarının yok sayıldığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl davanın konusu, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma, karşı dava, boşanma ve ziynet alacağı davasıdır. Davalı-k.davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle, kusuru kabul etmediğini, asıl davanın reddini, karşı davasının tüm talepleri ile kabulünü, çocuğun velayetinin kendisine verilmesini, ziynet davasının da kabulünü talep etmiştir....

          Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma davası içinde talep edilen ve hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) boşanma hükmünün kesinleşmesi ile ödenebilir hale gelir. Faizin başlangıç tarihinin de bu tarih (boşanma hükmünün kesinleştiği tarih) olması gerekir. Davacı kadın yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminata karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK m. 297/2). Davacı kadın dava dilekçesinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma talebinin yanı sıra ziynet ve eşya alacağı da talep etmiş, harcını yatırmıştır. Bu halde, her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

              Bu nedenle bozmadan sonra bozma dışına çıkılarak yeniden boşanma, nafaka, ziynet eşyası alacağı ve manevi tazminata yönelik hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer bölümlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.06.2016(Salı)...

                SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının boşanma hariç tüm taleplerinin reddine, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalıya verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının boşanma davasının reddine, davacının çeyiz eşyası alacağının feragat nedeniyle reddine, davacının ziynet alacağına yönelik davasının kısmen kabulü ile ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesi ile olmadığı takdirde toplam 32.760,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; boşanma ve reddedilen ziynet miktarı yönünden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; boşanma ve kabul edilen ziynet miktarı yönünden, katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

                UYAP Entegrasyonu