Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince reddedilen boşanma davasından sonra 3 yıllık yasal süre içerisinde tarafların bir araya gelmemesi nedeniyle TMK 166/son ve kadının açtığı davada ispatladığı kusurlar da dikkate alınarak TMK 166/1- 2 maddeler gereğince boşanma kararı verilmiştir. Davacı karşı davalı erkek kendi davasında boşanma kararını istinaf etmemiş olup boşanma kararı kesinleşmiştir. Dayanılan vakıalar ve tanık beyanlarıyla ispatlanan hususlar dikkate alındığında karşı davadaki tespit edilen kusur durumunun doğru olduğu anlaşılmakla karşı davada boşanmanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi belirlenen kusur durumu da doğrudur. Bu haliyle erkeğin kusura ve karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Açıklanan sebeple, taraflarca açılan boşanma davaları arasında bağlantı bulunduğuna göre, boşanma davaları birleştirilerek ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ileri sürülen her bir vakıanın ispatı bakımından bildirdikleri delilleri toplanılarak, davalar hakkında hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Davacı koca tarafından hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma (TMK. m. 162) davası açılmasına rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) kararı verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Dairemin yerleşik uygulamasına göre deliller “açılan dava çerçevesinde” değerlendirilmelidir. Örnek vermek gerekirse; “....Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açılmıştır. Delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekmektedir....

      Boşanma davasının reddine karar verilmiş olması durumunda bu taleplerin hükme bağlanması yasal olarak imkansızdır. Davalı-davacı kadının boşanma davasının reddine ilişkin hüküm Dairemizin 26.03.2015 tarihli kararı ile bozularak kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği (TMK m. 166/1) belirtildiğine göre kadının boşanmanın eki sayılan talepleri de görülebilecek hale gelmiştir. Diğer bir anlatımla boşanma kararının reddine ilişkin hüküm bozulduğuna göre boşanmanın eki niteliğindeki isteklerin kesinleşmiş olduğundan söz edilemez. Mahkemece kadının yoksulluk nafakası ve tazminatlara yönelik istekleri konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, boşanma davalarının reddi, erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, manevi tazminat miktarı ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkek aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı asıl ve birleşen boşanma davaları açmış, davalı-karşı davacı erkek de davacı-karşı davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı karşı boşanma davası açmıştır....

          geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

            Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175)....

              Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan , özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın * yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

                  Öte yandan müşterek çocuk Esat Kaan için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı da az ise de; Esat Kaan boşanma hükmü kesinleşmeden ilk derece mahkemesi kararından sonra 17.02.2022 tarihinde ergin olmuştur. Bu durumda kendisi yararına hükmedilen nafaka bu tarih itibariyle kendiliğinden sona ermiştir. Bu itibarla, Esat Kaan için nafakanın artırılması yoluna gidilmemiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır. Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla yoksulluk nafakası talep edebilir (TMK md.175)....

                  UYAP Entegrasyonu