İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; haysiyetsiz hayat sürme ile boşanma talebinin kabul edilmesi için gerekli yasal koşulların bulunmadığı, kadının haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmanın mümkün olmaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilmesini talep ettiği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda evliliğin devamı süresince sürekli ve düzenli bir işte çalışmayan, çalışmasından elde ettiği gelirini evi, eşi ve çocuğu için harcamayan, eve geç saatlerde gelen, alkol kullanan, aile fotoğraflarının bulunduğu bilgisayar ve hard diskte başka kadınlara ait pornografik içerikli fotoğraf ve videolar bulunduran, çocuğu ile ilgilenmeyen ve ev kiralarını ödemeyen erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın...
Davalı-karşı davacı kadın tarafından Zina (TMK m.161), Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m.162), Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163) ve Akıl Hastalığı (TMK m.165), evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) hukuki sebeplerine dayalı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece kadın tarafından açılan boşanma davalarından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) kabulüne karar verilerek boşanma hükmü kurulmuş, Türk Medeni Kanunu'nun 161.,162.163.,165. maddelerine dayalı olarak açılan boşanma davaları ise reddedilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davalarından Türk Medeni Kanunu'nun 161.,162.163.,165. maddelerine dayalı boşanma davalarının reddine karar verildiğine göre, davacı-karşı davalı erkek terditli olmayan bu davalar açısından haklılığını ispat etmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesindeki haysiyetsiz hayat sürme konusuna hiç değinilmediğini, davalı erkeğin cezaevine girmeden önce kadına şiddet uyguladığı, davacı kadının ve çocuğun geçimine yönelik hiçbir çaba göstermediği ve kadının ailesinin yanına yerleşmesine göz yumarak haysiyetsizce bir hayat sürdüğünü, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin resen inceleme ilkesini gözardı ettiğini, eğer re'senlik ilkesi göz ardı edilmeseydi erkeğin kadına şiddet uygulaması, davalı erkeğin ekonomik yardımda bulunmaması, kadının kök ailesinin yanına taşınmak zorunda kalması sebeplerine dayanarak evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi nedeniyle boşanma karar vermesi gerektiğini, verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisini aldattığını, aşırı kıskanç olduğunu, küfür ettiğini, tehdit ettiğini, eve hapsettiğini, darp ettiğini ve evden kovduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası çocuk için olmak 1.000,00 TL tedbir, iştirak, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi talep etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkile isnad edilen fiillerin boşanma davasının açıldığı tarihten önceki olaylar olduğunu, davacı kadının müvekkili affettiğini, iş bu boşanma davasında müvekkile kusur isnadı yapılamayacağını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. III....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açılan dava ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, erkek yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile kişisel ilişki tesisi noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 163 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nın 163. maddesinde düzenlenen haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Yargıtay bozma ilamı ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dairemizin 28.11.2020 tarih, 2019/2123 Esas, 2020/1958 Karar sayılı ilamı Yargıtay 2....
Yerel mahkemece verilen 26.05.2014 tarihli bu hüküm davalı-karşı davacı erkeğin her iki dava yönünden temyizi üzerine; Yargıtayca davacı-davalı erkeğin özel boşanma sebeplerine dayalı talepleri hakkında hüküm kurulmaması ve maddi tazminat talebi hakkında verilen karar yönünden bozulmuş, bozma sebebine göre, diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ” şeklinde karar verilerek usulden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, bozma sonrası verilen kararla “Davalı-karşı davacının zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma davalarının reddine ve davalı karşı davacının ev eşyaları bedeli ve para alacağına ilişkin talepleri konusunda davalı karşı davacı vekili harç yatırmayacağını beyan ettiğinden usulüne uygun açılan dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ” dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (...) tarafından reddedilen boşanma ve ziynet alacağı davaları yönünden, davalı-davacı tarafından ise; reddedilen boşanma davası ve diğer taraf yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadının birden fazla erkekle ilişkide bulunduğu ve bunu bir yaşam tarzı haline getirdiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri, TMK'nın 162. maddesi gereğince, hayata kast, onur kırıcı davranış ve pek kötü muamele, TMK'nın 163. maddesi gereğince haysiyetsiz hayat sürme ve suç işleme nedeni ile boşanma ve ferilerine ilişkindir. Dosya kapsamı ve toplanan deliller uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından, davacının kendisine verilen kesin sürede tanık bildirmediği gibi, takip eden ilk celsede tanıklarını mahkemede hazır etmediği, dolayısı ile davasının ispatlayamadığından davasının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İznik Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2012/256-2014/382 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, haysiyetsiz hayat sürme (TMK. md. 163) nedenine dayalıdır. Davacı kadın, davalı erkeğin kızkardeşine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etmiştir. Delil olarak Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2013/41390 soruşturma numaralı dosyasına dayanmıştır. Mahkeme tarafından bu soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenilmesi, hasıl olacak sonucu uyarınca delillerin birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....