Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen BOZULMASINA,bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.10.2015 (Çrş.)...

    İstinaf Yoluna Başvuranlar 1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, kendisinin reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-karşı davacı erkek vekili ise boşanma hükmü kesinleştiği halde yeniden boşanma kararı verilmesi, kadın lehine boşanma kararının kesinleşme tarihinden sonrası için verilen tedbir nafakası ile iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      Mahkemece davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda davacı erkeğin davalı kadına "Seni sevmiyorum, istemiyorum, boşa beni, boşanacaksın, nerden geldiyseniz oraya gidin" diyerek eşini ve ortak çocukları istemediğini söylediği, ortak çocukları ...'e "Orospu" diyerek hakaret ettiği, darp ettiği, davacı erkeğin ortak çocuk ...'e ... isimli bayanla 2 yıldır imam nikahı ile yaşadıklarını, davacı kadından boşanacağını söylediği, davacı erkeğin davalı kadına ...'...

        Değerlendirme Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiş, davalı vekili tarafından tüm yönlerden istinaf edilmesi üzere Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş olup, davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde tarafların müştereken imzaladıkları anlaşmalı boşanma protokolünü dosyaya ibraz ederek, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü şartları uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve ibraz edilen anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

          Boşanma kararı, bozucu yenilik doğuran bir karar niteliğinde olup; kararın kesinleşmesi ile birlikte evlilik birliği ve birliğin gereği olan haklar ve sorumluluklar sona erer. Boşanma kararını veren hâkim; o evliliğe münhasır, tarafların boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlarını belirler ve boşanma kararını verir. Böylece taraflar yönünden boşanmaya sebep olan olay veya olaylar artık belirlenmiş olur. Boşanma kararının verildiği hükmün kesinleşmesi itibariyle, artık o evlilik nedeniyle doğmuş veya doğacak olan tüm davalar boşanma kararının verildiği mahkeme kararında yer alan kusur belirlemesi ile bağlı hâle gelir ve bu durumun doğal sonucu olarak yapılan kusur belirlemesi, başka bir mahkemenin kararında tartışılamayacağı gibi yeniden kusur belirlemesi yapılmasına da imkân tanımaz....

            velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının velâyet kararının kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, çalışan, sosyal güvencesi olan karşı davacı erkeğin boşanma ile bu evlilikten beklenen menfaatlerini zarara uğramayacağından maddî tazminat talebinin ve boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....

              münhasıran bu sebeplerden dolayı kaldırılmasına ve davanın yeniden görülerek bu eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dava dosyasının mahal mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada temyiz edilmeyerek kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz. Buna rağmen mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın kadının kabul edilen ve kesinleşen boşanma davası ve velayet hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, kadının çalışmasına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....

                C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; evlilik birliği içerisinde eşine ve ortak çocuklara şiddet uyguladığı, düzenli bir işte çalışmadığı, balık ve ava giderek evini ihmal ettiği, eşine "sen nasıl kadınsın" diyerek onu aşağıladığı ve eşine karşı kıskanç tavırlar sergilediği; kadının ise evin temizlik ve yemek işleri ile yeterince ilgilenmediği ve çocukların temizlik ve bakımıyla da yeterince ilgilenmediği, hatta banyolarını dahi yaptırmadığı; bu haliyle gerçekleşen olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek davacı-karşı davalının boşanma talebi konusuz kaldığından boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma talebi kesinleştiğinden boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için dosyada ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Dosya kapsamından tarafların 2012 yılı Haziran ayından beri fiilen ayrı yaşadıkları, davacı erkeğin davalı kadını istemediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, davalı kadının ise eşinin ailesini istemediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, tarafların mahkemenin de kabulünde olduğu üzere eşit kusurlu olduğu anlaşılmakta olup, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu