Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortak çocuk lehine dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakasına hükmolunabileceği dikkate alınmaksızın “Dava tarihi olan 21.01.2013 tarihinden müşterek çocuğun reşit olduğu 06/10/2014 tarihine kadar, müşterek çocuk için aylık 200,00-TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olmak üzere davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulması doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m 438/7)....

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazları ile tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.10.2016 (Prş.)...

      boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle boşanma davalarının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 250 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir....

        Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, nafakalar hususunda mahkemenin bozma öncesi kararında hüküm verildiğinden bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının erkeğin boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde talep ettiği yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmanın fer'i niteliğindedir. Ancak başanma hükmüyle birlikte veya boşanma kararı verilip, boşanma hükmü kesinleştikten sonra bu konularda karar verilebilir. Mahkemece ilk kararda boşanma davası reddedilmiş, bu hüküm temyiz edilerek bozulmuştur. Dolayısıyla yoksulluk ve iştirak nafakası konusunda daha evvel verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır. O halde erkeğin boşanma davası kabul edildiğine göre, davalı-davacı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

          (TMK 197/2) Somut olayda davacının, davalının kendisinin ortak konuttan ayrılmasını istemesine ve ortak yaşama devam etme konusundaki isteğini reddetmesine vakıa olarak dayandığı, bizzat kendi tanığı Muhammet'in beyanından tarafların ayrı yaşama konusunda ortak karar aldıklarının anlaşıldığı, kadının ayrı yaşamda haklılığını ispat edemediği, ne var ki taraflar arasında Konya 6. Aile Mahkemesinin 2022/234 Esas sırasına kayden görülmekte olan boşanma davasının bulunduğu, dosyanın halen derdest olduğu, davanın 28/03/2022 tarihinde açıldığı, Yargıtay 3....

          (TMK 197/2) Somut olayda davacının, davalının kendisinin ortak konuttan ayrılmasını istemesine ve ortak yaşama devam etme konusundaki isteğini reddetmesine vakıa olarak dayandığı, bizzat kendi tanığı Muhammet'in beyanından tarafların ayrı yaşama konusunda ortak karar aldıklarının anlaşıldığı, kadının ayrı yaşamda haklılığını ispat edemediği, ne var ki taraflar arasında Konya 6. Aile Mahkemesinin 2022/234 Esas sırasına kayden görülmekte olan boşanma davasının bulunduğu, dosyanın halen derdest olduğu, davanın 28/03/2022 tarihinde açıldığı, Yargıtay 3....

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen velâyetin tedbiren verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl boşanma davasının kabulüne, erkeğin karşı boşanma davası ile birleşen velâyetin tedbiren verilmesi davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl boşanma davasının kabulüne, erkeğin karşı boşanma davası ile birleşen velâyetin tedbiren verilmesi davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir....

            hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davacı-karşı davalı kadın 08.11.2018 tarihli celsede, karşı taraf ile boşanma ve fer'îleri konusunda anlaştıklarını, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk yararına 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilerek; erkeğin boşanma davasının reddine, kadının davasının kabulü ile boşanmaya ve fer'ilerine ilişkin hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesinin bu kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki boşanma davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, bölge adliye mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma, toplanan delillerle "davalı-karşı davacı kadın eşin, davacı-karşı davalı erkek eşe karşı, 13.11.2013 tarihinde diğer bir deyişle erkek eşin boşanma davasından sonra ve fakat kadın eşin boşanma davasından önce gerçekleşen fiziksel şiddet eyleminin tarafların kusurlarının belirlenmesinde değerlendirilmesi gerekmekte ise de, erkek eşin boşanma davası yönünden dikkate alınamayacağı, bu durumda davacı-karşı davalı erkek eşin boşanma davası yönünden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, davalı-karşı davacı kadın eşin, eşinin güvenini sarsacak davranışlarda bulunduğu, "Ne biçim adamsın" diyerek aşağıladığı anlaşılmaktadır...

                  UYAP Entegrasyonu