Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delillerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 25/04/2013 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 24/05/2016 tarihinde açılmıştır....
Ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin okul ve mesai günü olan pazartesi sap 18:00'e kadar belirlenmesi, ortak çocuğun eğitimini engelleyecek nitelikte olacağı ve davalı-karşı davacı babanın çalışma günü olması sebebiyle kişisel ilişkinin tesisini zorlaştıracağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır. 4-Dava, 12.08.2014 tarihinde açılmış, tarafların ortak çocuğu ... ise dava açıldıktan sonra 13.12.2014 tarihinde doğmuştur. Ortak çocuk için belirlenen tedbir nafakası yükümlülüğünün çocuğun doğumundan sonra başlayacağı gözetilmeden yazılı şekilde ortak çocuk için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 5-İlk derece mahkemesinin 18.02.2015 tarihli, 2014/195 esas ve 2015/29 karar sayılı kararı ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından münhasıran reddedilen kendi davası yönünden temyiz yasa yoluna başvurulmuştur....
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmü bulunmaktadır. Davalı-karşı davacı erkeğin, ... Aile Mahkemesinin 2011/605 esas, 2011/776 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 03.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Temyiz incelemesine konu erkeğin karşı davası ise 13.08.2015 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak bir çocuklarının bulunduğunu, davalı erkek son derece kıskanç olduğu için aralarında zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik oluştuğu ve bu yüzden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davalı erkeğin ortak konutu terk ettiğini, ortak hayatın yeniden tesisinin de mümkün olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına 750,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, iki adet taşınmazın tespit edilecek katkı payları ve değer artışlarının yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü bulunmaktadır. Davacı-davalı erkeğin, ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/430 esas, 2011/710 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 11.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Bu dosyada ise davacı-davalı erkek tarafından 12.12.2014 tarihinde dava açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının, boşanma davasının reddi gerektiği yönündeki temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, boşanmaya ilişkindir. Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir (TMK m. 170/1). Toplanan delillerle boşanma sebebinin ispatlandığında bir duraksama bulunmamaktadır....
Mahkemece davalı-davacı kadın tarafından açılan birleşen boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-davalı erkeğin davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14.02.2019 (Prş.)...
Mahkemece kadın tarafından açılan birleşen boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-davalı erkeğin davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2018 (Çrş.)...
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169), O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın ve ortak çocuk 2010 doğumlu ... yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden tedbir nafakası talebi ile ilgili hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Boşanmaya ilişkin davada, boşanma sebebi ispatlanmış olursa, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde hakim ayrılığa karar gerebilir (TMK m. 170/1-3). Dava, yalnız ayrılığa ilişkin ise, boşanmaya karar gerilemez (TMK m. 170/2). Şu halde, ayrılığa karar verilebilmesi için de boşanma sebebinin, mevcut ve sabit olması zorunludur. Dava, boşanmaya ilişkindir. Davacı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösterir nitelikte bir olguyu ortaya koyamamış, boşanma sebebini ispatlayamamıştır. Mahkemece de, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek perecede bir geçimsizliğin bulunmadığı kabul edilmiştir. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırı plup, bozmayı gerektirmiştir....