"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; mal rejiminin tasfiyesine yönelik verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın boşanma davası ve fer'ilerinin yanında mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvurma harcı dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi yönünden peşin nispi harcı alınmamıştır. Boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmekle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğinden davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davası da görülebilir hale gelmiştir....
Bilindiği üzere ve kural olarak, yanlar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/ 2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak, bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi zorunludur. Somut olayda, taraflar arasındaki ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2010/770 Esasında kayıtlı boşanma davası karara bağlanmamıştır. Öte yandan, HGK'nun 27.06.2012 tarih, 2012/8-268 Esas ve 2012/420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, boşanma davası mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak davası için bekletici mesele yapılması ve boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde iş bu davada toplanacak tüm delillere göre bir değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; eşler, 20.08.1996 tarihinde evlenmiş, 25.01.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 27.02.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1)....
b)ON YILLIK SÜRE Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" katılma alacağı (TMK m. 231) yönünden zamanaşımı süresi "her durumda" mal rejiminin sona ermesinden (TMK m. 225) başlamak üzere "on yıldır". 2) DOĞRUDAN ON YILLIK SÜRE KANUNUN SİSTEMATİĞİNE AYKIRIDIR Değerli çoğunluk tarafından hiçbir ayrımlama yapılmadan doğrudan on yıllık zamanaşımı süresinin benimsenmesi Kanunun sistematiğine de aykırıdır. a)BOŞANMA SEBEBİYLE AÇILACAK DAVALARA YÖNELİK DÜZENLEMEYE AYKIRILIK Katılma alacağı (TMK m. 231) boşanma davalarının feri niteliğinde değildir. Ancak, TMK m. 178 hükmüne göre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden "bir yıl geçmekle" zamanaşımına uğradığı da bir gerçektir. Bir yıllık süre için madde gerekçesinde; "Madde, boşanma sebebiyle açılacak davaların, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasından itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu hükme bağlamaktadır....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 18.08.2011 tarihinde evlenmiş, 21.02.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1)....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda boşanmak istemediğini belirten kadının beyanı feragat olarak değerlendirilip karşı boşanma davası varmış gibi davacı-davalı kadının karşı davasının feragat nedeniye reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından açılmış usulüne uygun bir boşanma davası ve bundan feragati mevcut değildir. Bu durum karşısında olmayan bir boşanma davası için feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının karşılık davası mal paylaşımına ilişkindir. Davalı-karşı davacı kadının mal paylaşımı davası ile tazminat ve nafaka talepleri yönünden de geçerli bir feragat beyanı olmadığı halde tüm bu talepleri de kapsayacak şekilde karşı davanın feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru değildir....
Taraflar 29.8.1984 tarihinde evlenmiş, 21.7.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 20.1.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.y.nın 10.m.). Öncelikle davalı tarafından taraflar arasındaki mal rejiminin ilk boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği iddia edilmekte ise de dosya arasına getirtilen dosyalar incelendiğinde, davacısı Mehtap olan 14.10.2003 tarihinde açılan boşanma davasında Kadıköy 1....
Mahkemece Mal rejimin tasfiyesi davasının boşanma davasından önce açıldığı bu nedenle kanunda belirtilen dava şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın USULDEN REDDİNE karar verilmiş ise de; bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; kural olarak, boşanma kararı kesinleşmedikçe mal rejiminin tasfiyesi gerçekleştirilemez. Ancak boşanma kararının kesinleşmesinden sonra tasfiye gündeme gelir. Ne var ki, usul ekonomisi gözetilerek henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde boşanma davasının sonucunun beklenmesi bakımından bekletici mesele yapılması öteden beri Yargıtayın uyguladığı bir ilkedir. Direnme kararı üzerine Hukuk Genel Kuruluna intikal eden bir dava nedeniyle, Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2012 tarihli ve 2012/8- 268 Esas, 2012/420 sayılı kararında, mal rejimi davasında, boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2019 tarih ve 2018/1113 Esas, 2019/590 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında görülen boşanma davasının 06.09.2016 tarihli duruşmasında davacının "...ortak haneyi tasfiye ettik, ziynet ve mal paylaşımına dayalı hiçbir hak ve iddiam yoktur..." biçiminde beyanda bulunarak beyanını imzaladığı, tarafların imzalı beyanlarında kullandıkları "Mal" ifadesinin Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsadığı, bahsedilen "Mal" tabirinden mal varlıklarına ilişkin ayni ve kişisel hakların tamamının anlaşılması gerektiği, tarafların boşanma koşullarını karşılıklı bu şekilde kabul ettikleri, bu kabulden sonra davacının sanki bu yönde bir anlaşma yapılmamış gibi taşınmaz üzerinden tasfiye talebinde bulunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup hakkın kötüye kullanılmasının hukuken korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. B....
Mahkemece, boşanma davasında protokol düzenlendiğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 30.05.2003 tarihinde evlenmişler 11.04.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 13.09.2011 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini iddia etmediğinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....