Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, taraflar arasındaki geçimsizliğin ispatlanamadığı, tarafların biraraya gelememe nedeninin davacı-davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesi olduğundan bahisle reddedilmiştir. Gerek ilk davada gerekse temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı-davalı erkeğin, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, eşini ... ilindeki babaevine bıraktığı ve sonrasında arayıp sormadığı anlaşılmaktadır. İlk davanın reddi nedeniyle, ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı-davacı kadına bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların biraraya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek vekili tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında kabule ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ret kararından sonra ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Oysa ihtarın geçerli olması için boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren en az dört ay geçmesi zorunludur. Açıklanan gerekçelerle mahkemece, terke dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1- 2) nedenine dayalı boşanma talebinde de, eşine ihtar gönderdiğine göre, onun kusurlu davranışlarını affettiği anlaşılmaktadır. Yine tarafların fiilen uzun bir süredir ayrı yaşamalarının tek başına boşanma sebebi sayılamayacağı anlaşılmakla, TMK.166/1.maddesine dayalı boşanma davasının da reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava evlilik birliğinin yeniden kurulamaması nedenine dayalı (TMK 166/son) boşanma, karşı dava ise TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. Davacı tarafından TMK 166/son maddesine dayalı olarak açılan davada yasada öngörülen boşanma şartlarının gerçekleştiği, ancak ilk derece mahkemesince dava ve karşı dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; Dairemizin 18.12.2019 tarih 2019- 1361 Esas 2019/1375 karar sayılı ilamıyla HMK' nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilen Konya 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava evlilik birliğinin yeniden kurulamaması nedenine dayalı (TMK 166/son) boşanma, karşı dava ise TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. Davacı tarafından TMK 166/son maddesine dayalı olarak açılan davada yasada öngörülen boşanma şartlarının gerçekleştiği, ancak ilk derece mahkemesince dava ve karşı dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; Dairemizin 18.12.2019 tarih 2019- 1361 Esas 2019/1375 karar sayılı ilamıyla HMK' nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilen Konya 3....
boşanma davası niteliğindedir....
Reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve üç yıllık süre içinde ortak hayatı yeniden kurmaktan kaçınan, bu yönde bir girişimde bulunmayan ve sonuçta 166/son’daki boşanma sebebinden yararlanarak boşanmayı sağlayan davacıdır. Bu halde, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davacı (koca) kusurlu sayılmalıdır. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, daha önce boşanma davası açmak dışında davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Öyleyse, boşanma yüzünden mevcut menfaatleri zedelenen davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmelidir. Bu husus nazara alınmadan davalının maddi tazminat talebinin reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, kendisi tarafından daha önce açılan ve retle sonuçlanan boşanma davasına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep etmiştir. Davalı erkek tarafından açılan önceki boşanma davasının "davalı kadının kusurlu davranışı bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde davalı kadının kusurlu bir davranışı da ispatlanamamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanma davasının fiili ayrılık sebebine, kadının boşanma davasının da zina ve fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açıldığı, erkek tarafından işbu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği 30.06.2015 tarihinden bu davanın açılma tarihine kadar üç yıldan fazla bir zaman geçtiği halde taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden tesisi amacıyla ortak yaşamın kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu; dosya kapsamındaki tanık beyanları ve nüfus kaydına göre, erkeğin başka bir kadından 2016 yılı doğumlu bir çocuğunun olduğu, erkeğin anne ve babasının beyanından erkeğin diğer kadınla yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle, temadi eden eylem için zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk boşanma...
Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında, fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Bu bağlamda, ret ile sonuçlanan ve Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davalı kadın ile eşini müşterek konuta almayan ve birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu ve boşanma ile yoksulluğa düşecek davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına (TMK md. 175) hükmedilmesi gerekirken, talebinin reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir....