Mahkemece; "Taraflar arasında daha önce Alucra Asliye Hukuk(Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2014/113 Esas 2015/5 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, davanın 15/01/2015 tarihinde feragat nedeni ile reddedildiği, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğurduğu, Tanık beyanları ve taraf beyanları doğrultusunda red kararından sonra tarafların bir araya gelmediğinin anlaşıldığı, davalının cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında evlilik birliğinin yeniden kurulmadığını ve ayrı yaşadıklarının kabul edildiği, ilk boşanma davasının reddedilmesi sonucunda açılan fiili ayrılık nedeni ile boşanma davasında boşanma kararı yönünen karar verilebilmesi için evlilik birliğinin kurulamamış olmasının şart olduğu ve kusur aranmadığı, mahkememiz tarafından fiili olarak ayrılık noktasında araştırmalar sonucunda taraflar ilk boşanma davasının kesinleşmesinden sonra 3 yıl geçtiği halde ortak hayatı yeniden kuramadığından evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılmış TMK 166/4 maddesi...
birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı-karşı davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava erkeğin eşinin tedavisiyle yakından ilgilenmek yerine onu hocalara götürmeye kalktığı,. bu sebeple davacı erkeğin dava açmakta haklılığının bulunmadığından reddine karar verilmiştir. Erkek tarafından açılan ilk boşanma davası ile temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı-karşı davalı erkeğin kadını baba evine bırakıp gittiği anlaşılmaktadır. İlk davayı açarak boşanma sebebi yaratan ve eşinin sağlık sorunları ile ilgilenmeyen davacı erkek tamamen kusurludur. Ayrıca temyiz kudreti olmayan kadına kusur yüklenemez. Erkek tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder....
Davacı-davalı erkek eşin temyiz dilekçesi davalı-davacı tarafa 17.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı-davacı taraf hükme ilişkin itirazlarını da ihtiva eden temyize cevap dilekçesini yasal 10 günlük süreden sonra 03.03.2015 tarihinde verdiğinden, davalı-davacı kadının katılma yoluyla temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkeme tarafından, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş,erkeğin davası ise kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesindeki anlaşmalı boşanma koşullarının gerçekleşmediği, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı çekişmeli boşanma davasına dönüştüğü; tarafların boşanma ile bir kısım boşanmanın fer'i (eki) hususlarda anlaşmış olmasının anlaşmalı boşanma kararı verilmesi için yeterli olmadığı ve bu konudaki ikrarlarının hakimi de bağlamayacağı ( TMK. 184/3) gözetilerek; taraflara Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşemediğinin belirlenmesi bakımından delil bildirme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde deliller toplanıp, gerçekleşen sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde Türk Medeni Kanununu 166/1. madde uyarınca boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı erkeğin sadakatsiz olduğu kabul edilerek tam kusurlu olduğundan bahisle reddedilmiştir. Davacı erkeğin halen bir başka kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından çocuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Mahkemece, her ne kadar kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini beyan etmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini belirtip davanın reddini savunması af olarak nitelendirilemez....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava tarafların boşanmayı gerektirebilecek nitelikte bir kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve 06.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davanın reddi nedeniyle, bu davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak taraflara bir kusur yüklenemez. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasından sonra davalı erkeğin, davacı anne ile birlikte yaşayan tarafların ortak çocuğunu arayıp sormadığı ve ihtiyaçları ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda, ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan davacı kadın ile fiili ayrılık döneminde ortak çocuğu arayıp sormayan ve ihtiyaçları ile ilgilenmeyen davalı erkeğin eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :06.11.2013 NUMARASI :Esas no:2013/397 Karar no:2013/1479 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, terk nedenine dayanan bir davanın bulunmamasına ve fiili ayrılığın tek başına boşanma nedeni olmadığına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.06.2014(Çrş.)...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı 22/09/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 2003 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalı ile dört yıldır ayrı yaşadıklarını, davalı aleyhine 2013 yılında Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2013/613 Esas 2014/211 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, bu süre zarfı içerisinde davalı ile görüşmediğini ve bir araya gelmediklerini belirterek fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden, davalı kadın tarafından ise; 166/son hukuki sebebine dayanan boşanma davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) ve fiili ayrılık (TMK m. 166/son) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açılmış ve mahkemece fiili ayrılık şartları gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir....