DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fiili ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
, icra takibinin müvekkilin ait olmayan adrese başlatılmış usulsüz tebligat olduğunu, anlaşmalı boşanma protokolüne göre verilen boşanma kararının protokole ve hukuka aykırı olması nedeniyle davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, istinaf talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Aile Mahkemesinin 2011/1776 Esas, 2014/50 Karar sayılı kararı ile taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasının tarafların birbirlerini affetmeleri ve af tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar da boşanmayı gerektirecek nitelikte bir olayın yaşanmadığı gerekçesiyle davalarının reddine karar verildiği, kararın 05.02.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların reddedilen ve kesinleşen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve dava tarihi itibariyle de fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açılabilmesi için gereken sürenin geçtiği, eldeki dava açılmadan önce ... 2....
Davacı davalı erkek tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olması, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturur. Sözü edilen davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadına kusur yüklenemez....
Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/4) nedenine dayalı boşanma davasına, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir. Dairemizin 2021/2671 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesinde, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı istemine ilişkin talebinin, boşanma davasından tefrik edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ziynet alacağı istemine yönelik dava işbu dava dosyasından ayrılarak dairemizin farklı bir esasına kaydedilmesine karar vermek gerekmiştir....
nin erkekten ayrılmak istediği fakat erkek tarafından kabul edilmemesi ve erkek tarafından tehdit edilmesi üzerine davacı kadından yardım istediği, kadının bu birlikteliği 2014 yılının Aralık ayında bu şekilde öğrendiği ve 20.02.2015 tarihinde boşanma davasını açtığı yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Kadının zina eylemini 2014 Aralık ayında öğrendiği ve dava dilekçesini 20.02.2015 tarihinde verdiği anlaşıldığına göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zina yaptığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekirken zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
davasının kabulüne, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiş, kadının TMK m. 162 ve TMK m. 166. maddelerine dayalı boşanma davaları hakkında hüküm kurulmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 18.12.2014 gün ve 26173-25969 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş; hüküm anlaşmalı boşanma yönündeki irade beyanından dönen davalının temyizi üzerine Dairemizce oyçokluğu ile onanmıştır. Davalı 21.01.2015 tarihli dilekçesiyle Dairemizin onama kararının düzeltilmesi isteminde bulunmuştur....
*Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....
Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığı ancak kendi kusuru nedeniyle davanın reddine karar verildiği, açıklanan gerekçelerden dolayı davalının tam kusurlu olması gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 900 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.000 TL manevi tazminat ile 13.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı asil istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma, nafaka ve tazminatlar ve miktarları bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dava; fiili ayrılık hukuksal sebebine ( TMK 166/son ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....