Aile Mahkemesi 2011/731 esas sayılı dosya üzerinden açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında “Ortak konutun manevi bağımsızlığını sağlamayan, ihtiyaçları karşılamayarak eş ve ortak çocuğun aç kalmalarına neden olan” erkek tam kusurlu bulunmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve davacı-karşı davalı kadına fiili ayrılık döneminde ayrıca kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı dikkate alınarak boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusursuz olduğunun kabulü gerekir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davalı-karşı davacı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olup, kadın boşanma sonucu eşinin maddi desteğini yitirecektir. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi koşulları oluşmuştur....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı kadın tarafından TMK.nun 166/1- 2 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; kadının iddialarını ispatlayamaması gerekçesi ile reddedilmiş, verilen karar Yargıtay 2.Hukuk Dairesince onanarak 21/05/2015 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan davacı kadın bu sebeple kusurlu olduğu gibi davanın reddi nedeniyle erkeğe bir kusur yüklenemeyecektir. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispat edilememiştir. Böylece, TMK.nun 166/4 maddesine dayanak teşkil eden ve red ile sonuçlanan ilk davayı açan ve fiili ayrılığa sebep olan davacı kadının, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava münhasıran Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedenine dayanarak açılmıştır. ...ile sonuçlanan ...1.Aile Mahkemesinin 2003/907 esas, 2005/13 karar sayılı dosyasında ret kararı 8.7.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası 27.5.2008 tarihinde açılmış olduğuna göre üç yıllık süre geçme koşulu gerçekleşmemiştir....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, taraflar arasındaki geçimsizliğin ispatlanamadığından bahisle reddedilmiştir. Kadın tarafından açılan ilk boşanma davasında, gerekse davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası talebine yönelik ... 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2010/20 esas ve 2010/242 karar sayılı dosyası ile temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı kadının evi terk ederek gittiği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Öyleyse davalı-karşı davacı erkeğe bir kusur yüklenemez....
Davalı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı erkek tarafından açılan fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş ve hükme karşı davalı kadın tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, kadının nafaka ve tazminatlara dair başvurusunun kabulüne karar vererek, ilk derece mahkemesinin nafaka ve tazminatlara ilişkin hükmünün kaldırılmasına karar vermiştir. Hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir....
Açıklanan sebeple, reddedilen terk nedenine dayalı boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olup, kadın boşanma sonucu eşinin maddi desteğini yitirecektir. Kadın yararına TMK m. 174/1 koşulları oluşmuştur. Davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talebinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175)....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; temyize konu davaya dayanak olan ilk boşanma davasının da davacı erkek tarafından açıldığı, ilk boşanma davasından önce de davacının hasta olduğu ve kızı tarafından bakıldığı ve davanın retle sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, vefat eden davacının, ilk boşanma davasını açıp, boşanma sebebi yaratarak, fiili ayrılığa neden olduğu ve fiili ayrılık döneminde kadına kusur olarak yüklenebilecek yeni bir vakıaya dayanmadığı da dikkate alındığında, artık fiili ayrılık döneminde, davacının hastalığıyla ilgilenmediğinden bahisle davalı kadına kusur yüklenemez. Gerçekleşen bu husus gözetilmeden, davalı kadının kusurlu olduğunun kabulü bozmayı gerektirmiştir....
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı kadının nafaka ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davasına, kadının reddedilen taleplerine, kusur tespitine, ziynet alacağı davasının tefrik edilmesinin hatalı olduğuna yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Kabule göre de; mahkemece incelenen reddedilen boşanma davasında gerekçe kısmında taraflara herhangi bir kusur yüklenmediğinden kadının da erkeğe atfedilen herhangi bir kusuru ispatlayamadığından erkeğin kusursuz olması nedeniyle kadının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de, reddedilen boşanma davasında kusur belirlenmemiş olsa da erkeğin ret ile sonuçlanan önceki boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği bu nedenle erkeğin kusurlu olacağı yönündeki Yargıtay uygulaması (Yargıtay 2. HD 'nin 2014/24620 E ,2015/9914 K. sayılı ve 2018/6472 E, 2018/15413 K. sayılı ilamları) göz ardı edilerek kadının boşanmanın fer'ilerine ilişkin taleplerinin reddi doğru olmamıştır....
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının feragat nedeniyle reddolunan dava sonrasında eşi ile tekne tatili yaptığını belgelediğini, fiili ayrılığın gerçekleşmediğini, fiili ayrılık nedeniyle davanın kabulünün hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında kabule ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ret kararından sonra ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 3....