Davalı duruşmada alınan beyanında; "Biz davacı taraf ile anlaştık buna dair anlaşmalı boşanma protokolünü dosyaya sunduk, barışma imkanımız yoktur, anlaşmalı boşanma protokolünü kendi özgür irademle imzaladım ve kayıtsız ve şartsız kabul ediyorum, bu anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanmamıza karar verilmesini talep ediyorum, yargılama giderleri davacı tarafa bırakılsın, müşterek çocuğumuz Bayram Kara'nın velayeti tarafımda kalacaktır, protokol uyarınca boşanmamıza karar verilmesini talep ediyoruz" diyerek beyanda bulunmuştur. Mahkemece; "Dava, TMK'nun 166/3.maddesinden kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle anlaşmalı boşanma davasıdır. Davacı ve davalı bizzat duruşmaya gelerek imzalı beyanları ile boşanmak istediklerini, protokolü özgür iradeleri ile imzaladıklarını, sulh olma imkanları bulunmadığını açıklamışlardır. Taraflar arasında maddi-manevi tazminat, nafaka ve boşanmanın diğer mali sonuçları hususlarında anlaşmışlardır....
ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2020 NUMARASI : 2019/32 ESAS 2020/65 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı karşı davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/07/2018 NUMARASI : 2018/9 ESAS- 2018/287 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, davacı lehine 1.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda, mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir....
Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 21/12/2017 tarihinde evlendikleri bu evlilikten iki müşterek çocuklarının bulunmadığı, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının eve geç geldiği, bazen hiç gelmediği, müşterek haneden kendisini kovduğu vakalarına dayanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma az da olsa davalının kusurlu davranışlarının sebep olduğunun ispatlanması gerekir. Dosya kapsamında dinlenen tanıkların görgüye dayalı herhangi bir bilgisi olmadığı, davacının beyanlarını aktardıkları anlaşılmıştır. TMK'nun 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece davacı erkeğin bir çok kez davalı eşine karşı ağır psikolojik şiddet ve fiziksel şiddet uyguladığı bizzat tanık tarafından görülmemiş ise de; fiziksel şiddetin belirtilerinin tanık tarafından gözlemlendiği, evlilik birliğinin davacının tam ve ağır kusurlu davranışları nedeni ile temelinden sarsıldığı, davalı tarafın da boşanma arzusunda olduğu, evlilik birliğinin devamında gerek taraflar için gerekse kamusal bir yarar kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır...
Dava; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır. "Küfür olarak söylenen sözlerin ne olduğunun belirlenememesi halinde boşanma nedeni olamaz (yer, ortam, tarih)" (HGK 1994/2- 300 Esas-1994/378 Karar sayılı ilamı) Davacı koca tarafından boşanma istemli olarak dava açılmış ise de; kocanın, davasını ispata yarayan tanık beyanı dışında herhangi bir delil sunmadığı, davacı tanığı Süleyman Ata'nın 12/01/2021 tarihli celsede "......
İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş, birçok konuda evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir. 15. Öte yandan, söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma getirecek derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve 166/4 fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma talep ettiği; 10/09/2020 tarihli celse de davanın 166/4 hukuksal nedenine dayalı olduğunu beyan ettiği; verilen süre içerisinde reddedildiğini iddia ettikleri davaya ilişkin bilgi sunamadıkları, 14/10/2020 havale tarili dilekçeleri ile davalarının hukuki sebebinin 166/1 olduğunu davalarını bu şekilde ıslah ettiklerini belirttikleri anlaşılmıştır. Davacının ıslahı nedeni ile davaya evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak devam edilmiştir. Davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur....
Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır....