WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/04/2019 NUMARASI : 2018/516 ESAS - 2019/294 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI: Davacı dava dilekçesinde özetle; 2009 yılında evlendiklerini, aralarında görüş farklılığından kaynaklı geçimsizlik bulunduğu, daha önce açtığı boşanma davasını davalının özürleri sebebi ile geri aldığını ancak davalının verdiği sözleri tutmadığını, fiziksel şiddet uygulayıp öldürmek ile tehdit ettiği belirterek, boşanma ve velayet talebinde bulunmuştur Davalı cevap dilekçesinde özetle; kendisinin de boşanmayı istediğini belirterek anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....

    Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş, birçok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....

      Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 10/02/2015 NUMARASI : 2014/240-2015/118 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin devamı taraflar ve çocuklar açısından çekilmez bir hal aldığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı erkek davaya ilişkin tanık ve delillerini bildirmemiş, mahkemece sadece tarafların sosyal inceleme raporundaki beyanlarına dayanılarak boşanma kararı verilmiştir. Davacı erkek, davalı kadından kaynaklı kusurlu davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispat edememiştir....

        Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1 Maddesi Gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, TMK'nın 169....

          Tanık ifadeleri ve dosyaya sunulan belgeler ), yine erkek sosyal inceleme raporu düzenlenirken gayri resmi bir evlilik yaptığını, 4- 5 yıl gibi bir süredir gayri resmi evlilik hayatı sürdüklerini, gayri resmi evlilik yaşadığı kişiyle resmi olarak da evlenmek istemesi nedeni ile davacıdan boşanmak istediğine dair ( bkz. Sosyal inceleme raporu ) beyanda bulunmuştur. Bütün bu hususlar davalı erkeğin bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiğine güçlü karine teşkil etmektedir. Bu sebeple, davacı kadının zina nedeniyle açtığı boşanma davasının kabulüne, zina nedeni ile boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Boşanma ( 4721 s. TMK m. 166/1. ) talebi bakımdan: Davacının istemi 4721 s. TMK’ nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. 4721 s....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/432 KARAR NO : 2022/413 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2021 NUMARASI : 2020/139 ESAS - 2021/375 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını, davacının Almanya'da şoförlük yaptığını, davalının ise bir işte çalışmadığını, tarafların arasındaki evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle sarsıldığını, davalının taraflar evlenmeden önce davacıya Almanya'ya gelip Almanya'da hayat sürdürecekleri konusunda söz verdiğini ancak bu konuyla ilgili çaba...

          Davacı, boşanma kararının doğru olduğunu, ancak boşanma sebebinin şiddetli geçimsizlik olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmü gerekçesi ve davalı yararına takdir edilen nafakalar yönünden temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri aynı davada birleşemez. Çünkü davacı, ihtar İsteğinde bulunmakla, o tarihten önceki olayları hoşgörü ile karşılamış, aile birliğinin temelli sarsıntıya uğramadığını, ortak hayatın çekilebilir olduğunu kabul etmiş sayılır. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak da Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi gereğince boşanma kararı verilemez. Aynı Yasa'nın 166/3. maddesinde yer alan "anlaşmalı boşanma" durumu söz konusu olmadıkça da davalının davayı kabul açıklaması sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3)....

            I hükmü kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz biçimde sarsılmasını temel aldığından kusurlu tarafa da boşanma davası açma hakkı verilmiş ise de Yargıtay, bu değişikliği tam kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek görüşündedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. (Bkz. Ömer Uğur Gençcan, Boşanma, Tazminat ve Nafaka Hukuku, sayfa 386) Söz konusu TMK 166/1 hükmü uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

            UYAP Entegrasyonu