DAVA Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde; kadının başta kabul etmesine rağmen eşinin ailesi ile oturmak istemediğini, çalışmasına rağmen aile bütçesine katkı sunmadığını ve 2007 yılında evi terk ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı vekili karşı dava dilekçesinde; erkeğin epilepsi hastası olduğunu söylemediğini, bağımsız konut sağlamadığını, annesinin kadının çalışmasının karşılığı olan parayı ona vermeyip "senin bu evde durman kabahat" demesi üzerine kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını ve erkek ve ailesinin 2004 yılında ağaçtan düşen kadını doktora götürmediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın eş lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 75.000, 00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından zina sebebine dayalı boşanma davasının reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tazminatların ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tarafların zina sebebi ile olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece zina sebebi ile açılan davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir....
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK md. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz....
Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu taktirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Nitekim benzer ilkeye HGK’nın 04.12.2015 tarihli ve 2014/2-594 E., 2795 K. sayılı kararında da değinilmiştir....
Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m.166/1). Davacı erkek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlarını ispat etmekle mükelleftir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı kadına, ortak konutu terk ederek ... görevlerini yerine getirmediği kusuru yüklenmişse de, ortada terk hukuki nedenine (TMK. md. 164) dayalı bir dava bulunmamaktadır. Bununla birlikte, davacı erkek ön inceleme duruşmasındaki beyanında İstanbul’da ameliyat olması halinde kadına bakacak kimsenin olmadığını, davalı kadını ameliyat olması için Sivas’a ailesinin yanına gönderdiğini beyan etmiştir. Böylece davalı kadının erkeğin rızası ile ameliyat olmak için ailesinin yanına gittiği, bu olaydan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, mevcut durumda kadına yüklenecek bir kusur bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; tarafların 2 ay evli kaldıkları, bu süre sonunda davalının evi terk ettiği, davacının bu olay sonrasında kötü duruma düştüğü, psikolojisinin bozulduğu, bu durumu kimseye söyleyemediği, bu şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, sebepsiz yere müşterek haneyi terk eden davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların TMK.nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. İzmir 1.Aile Mahkemesinin 14/02/2018 tarih, 2018/1 E.2018/73 K.sayılı kararının incelenmesinde; davacının T3 davalının T1 olduğu, davacı tarafından 04/11/2014 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma davası açıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda evi terk eden davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmediğinden, 24/04/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
O halde davacı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığı ” gerekçesi ile bozulmuş, bozma sebebine göre davalı erkeğin yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen kadının boşanma davasının kusur belirlemesi ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazları ile kadının mahkemece kendisine yüklenen kusur ve tazminat miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece; bozma sonrasında “Davanın her iki boşanma sebebi yönünden kabulü ile, TMK m. 161 ve 166/1 maddeleri gereğince davalının subut bulan zinası ve evlilik birliğinin güven sarsıcı davranış ve sadakatsizlik sebebiyle temelinden sarsılması” nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadın öncelikle zina (TMK m. 161) kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma, velayet, nafaka isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
söylendiğini, davacının evden ilk ayrılmasında, takılarını ve müvekkiline ait kıdem tazminatı bedeli olan 7.500- TL'nı da yanına alarak, gittiğini, müvekkilinin bir süre sonra çocuklarının eğitiminin yarıda kalması nedeni ile ve evlilik bağının kopmaması için eşini alıp ortak ikametlerine getirdiğini, fakat bir süre sonra yine davacının en ufak bir tartışmada evi terk edip kendi ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin, davacının ablası Zeliha Şahin tarafından sürekli ağza alınmayacak hakaret ve aşağılayıcı mesajlara maruz kaldığını, Zeliha Şahin'in bu evliliği bitirme yönünde yoğun çaba sarf ettiğini, müvekkilinin evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu olmadığını, davacının bu evliliğin sona ermesinde ağır kusurlu olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafından açılan boşanma davasında boşanma talebinin kabulüne, müşterek çocukların velayetlerinin davacıya verilmesine yönelik talebin kabulüne, davacının boşanma davasının açılmasında ağır kusurlu olduğundan maddi-manevi tazminat ve tedbir-yoksulluk...