DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, nafakalar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı asıl 22.02.2015 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin feragat sebebi ile reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarınır incelenmesine gelince; Karşılıklı boşanma ( TMK m. 166/1) ve ziynet alacağı davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine 300 TL tedbir nafakası, 10.000 TL toplu yoksulluk nafakasına...
sonra ziynet eşyalarının müvekkil tarafından alınarak bozdurulduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının boşanma davasını açmış olduğu 09/10/2017 tarihinden boşanma kararının verildiği 31/01/2019 tarihine kadar tarafların fiilen ayrı yaşadıklarını, anılan tarihlerde davacının babasının evinde yaşadığını, davacının fiili ayrılık sürecinin başında müşterek hanede bulunan kişisel eşyalarını babasının evine götürdüğünü, davacının müvekkilinde kalan ziynet eşyasının bulunmadığını, davacının ziynet eşyalarını niteliği gereği yanında götürmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu belirterek, öncelikle mahkemece davacıya dava dilekçesinin HMK 31.madde gereğince açıklattırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletname de bu hususta özel yetkiyi gerektirir (HMK m. 74). Dosya içerisinde bulunan davacı vekili Av. ...’e ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir....
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinden sonra, 09.11.2023 tarihinde davalı erkek vefat etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek mirasçıları vekili Av. ... tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Eldeki dosyada boşanma ve ziynet alacağı davası olmak üzere iki dava bulunmaktadır. Boşanma hükmü henüz kesinleşmeden davacının ölmesi sebebiyle evlilik ölümle sona ermiştir. Dolayısıyla boşanma ve eki niteliğindeki hükümlerin infaz kabiliyeti kalmamıştır....
Birleştirilerek görülen davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece davalı-davacı erkeğin davasının kabulü ile evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline, davacı-davalı kadının boşanma davasının ise konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı erkek vasisi tarafından açılan mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. O halde davalı-davacı erkeğin mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının tefrik edilerek sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermek gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2- Davacı-davalı kadının ziynet alacağının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı-davalı kadın ziynet alacağı davasını gösterdiği delillerle kanıtlayamamıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Tedbir ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakası, velayet, kişisel ilişki ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.03.2021 günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Bu nedenle ziynet eşyalarının, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere verildiğini, bu eşyayı kadından alan kişi ispat etmelidir. Bu husus dosya kapsamına göre davalı tarafından ispat edilmiş değildir. Bundan ayrı olarak ta, kişisel malların, bu nitelikte oldukları kanıtlanması koşuluyla geri istenebilmesi için, mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Başka bir ifade ile boşanma davasının kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır....
KARŞI OY YAZISI Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının bedeline hükmedilmesi için açtığı alacak davası kabul edilmiş ise de; mahkemenin yaptığı inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece bedeline hükmedilmesi talep edilen ziynet eşyalarının cins, nitelik ve sayısının, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesindeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" çerçevesinde davacıya açıklattırılarak; bu açıklamaya göre ziynetlerin dava tarihi itibariyle bedelinin tespit edilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı davalı erkeğin tespit edilen eylemlerinin sadakatsizlik yerine güven sarsıcı davranış olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, takdir edilen maddi ve manevi tazminat tutarları yetersiz olduğu gibi yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, ziynet eşyalarına ilişkin olarak da düğünde hangi tarafa takılmış olursa olsun ziynet eşyalarının kadına ait olduğunu, bu anlamda erkeğe takılan ziynetler yönünden de kabul kararı verilmesi gerektiğini beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine, karşı dava; TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir....
Mahkemece, boşanma kararının 5.3.2009 tarihinde kesinleştiği, TMK.nun 178. maddesi gereğince boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kayınpederi olan davalının kendisinden ödünç olarak aldığı ve geri vermediği ziynet eşyaları ile çeyiz olarak getirdiği ve halen davalının evinde bulunan ev eşyalarının aynen iadesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde bedellerinin davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece TMK.nun 178. maddesi gereğince boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....