WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in velayetine ilişkin karar, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kadının önceki boşanma davasına konu erkekle görüşmeye devam ederek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, erkeğin ise kumar oynayıp eve bakmadığı ve eve haciz gelmesine sebep olduğundan bahisle her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğe isnat edilen bir kısım kusurların önceki boşanma davasına konu edilen olaylara ilişkin olduğu, kadının davasının ispatlanamadığından reddedildiği, tarafların, erkeğin boşanma davasının kabulü sonucu boşanıp sonrasında yeniden evlendikleri, kadın tanığı ...'in beyanlarının soyut nitelikte olduğu, yine kadının diğer tanıklarının beyanlarının ise duyuma dayalı olduğu dolayısıyla kadın tarafından yeniden bir araya gelme sonrasında erkeğe atfedilebilecek kusurlu bir davranışın varlığının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır....

    ancak boşanma kararı (ve evliliğin iptali) verilmesi halinde hüküm altına alınması mümkündür....

      Ne var ki, davacı-davalı kadın, erkeğin karşı boşanma davasında verilen boşanma hükmünü temyiz etmeyip boşanma kararı bu yönüyle kesinleşmiş olduğundan; davacı-davalı kadının boşanma davasının konusu kalmamıştır. Bu sebeplerle, davacı-davalı kadının boşanma davası hakkında “konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Davalı-davacı erkekten kaynaklanan boşanmaya sebep olan olaylar, davacı-davalı kadın tarafından affedilerek davalı-davacı erkek kusursuz duruma gelmiştir. Kusursuz eş aleyhine maddi ve manevi tazminata (TMK md. 174/1-2) hükmedilemez. Açıklanan sebeple davacı-davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Karar tarihinden sonra 16.05.2014 tarihinde dünyaya gelen tarafların müşterek çocuğu...'nin velayeti ile ilgili düzenleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Sözü geçen ortak çocuğun velayetinin düzenlemesi yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

        ın davacı-karşı davalı kadın olduğu ve vekili olan Av. ... tarafından, asıl tedbir nafakası dava dosyası üzerinde birleştirilen boşanma davasını (müvekkili kadın adına) 11/12/2014 tarihinde ve adli yardım talepli olarak harç yatırmaksızın açtığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dairemizin 19/12/2018 tarihli iade kararına konu olan husus, kadının birleşen boşanma davasında, erkek ...'ın 23.01.2015 tarihinde açtığı "Karşı boşanma davasına" yönelik karşılık dava harcının alınıp alınmadığı, alınmamış ise sebebinin tutanak ile tespitinin yapılarak Dairemize gönderilmesine ilişkindir. Ancak ne var ki iade gereği mahal mahkemesince yerine getirilmemiştir....

          Affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan davranışlar boşanma davasında diğer tarafa kusur olarak yüklenemez ve buna dayanılarak boşanma kararı verilemez. Davalı-karşı davacı erkeğin başkaca kusurlu bir davranışı da kanıtlanamaınıştır. Durum böyleyken davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadının boşanma davası yönünden BOZULMASINA, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasına yönelik bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.12.2015(Salı)...

            KARŞI OY YAZISI Davalı Belçika'da verilen kararla boşandıklarını, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının "tanınması" için dava açtığını ve derdest olduğunu bildirmiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edecek (5718s. MÖHUK.md. 59), taraflar o andan itibaren boşanmış sayılacaklardır. Bu durumda da eldeki boşanma davası konusuz hale gelecektir. O nedenle tanıma davası sonucunda verilecek hüküm, boşanma davasının neticesini etkileyecektir. Öyleyse tanıma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması ve neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerekir. Temyize konu kararın boşanma davasının reddine ilişkin olması, tanıma davasının bekletici mesele yapılmasını gereksiz kılmaz....

              DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonında, ilk derece mahkemesince erkeğin ve kadının boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 10.000 TL'nin kadına verilmesine hükmedilmiştir....

                Aile Mahkemesinin 2008/1234 E. 2011/913 K. sayılı ilamında davacının Aslıhan Sevim davalının ..., dava konusunun boşanma olduğu mahkemece tarafların boşanmasına velayet ve şahsi münasebet tesisine, davacı lehine de maddi ve manevi tazminatı, yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmiş olup takip dosyasından takip talebinde boşanma kararının eklentileri olan yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi alacakları yargılama ve vekalet giderlerinin takibe konulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, fer'i alacakların boşanma kesinleşmeden icraya konulamayacağı, ayrıca boşanma kesinleşmeden yoksulluk ve iştirak nafakasının istenemeyeceği nedenleriyle iptallerinin istendiği görülmektedir. HMK.nun 367/2. maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler....

                  Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı erkeğe mahkemece boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranış yüklenmemiştir. Mahkemece kadına yüklenen ve kadın tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya neden olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, erkeğin kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda kadının boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir....

                    Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda; icra takibinin dayanağı olan ilam, boşanma ilamının fer'isi olan maddi ve manevi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin olup, boşanma hükmü tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 02.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma hükmünün 02.06.2015 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, feri kalemler yönünden 19.06.2015 tarihinde yapılan takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu