WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oysa Mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, kesin delil teşkil eden boşanma davasındaki davacı vekilinin ve davacı asılın imzalı beyanlarında açıkça "mal talepleri" olmadıklarını bildirmişler, davalı tarafın da mutabık kalması üzerine anlaşmalı boşanma gerçekleşmiştir. Davacı yan bu konuda irade fesadına uğratıldıklarını da ileri sürmemiştir. Karara esas teşkil eden "...mal talebim yoktur..." biçimindeki beyanda yer verilen "mal" tabirinin, Türk Medeni Yasası'nın konu ile ilgili başlık ya da Kanun maddelerindeki "mal" kavramını ifade ettiği izahtan varestedir. Ezcümle buradaki "mal" tabiri, eşlerin sahip oldukları mal rejiminin tasfiyesi davalarına konu edilebilecek ve ekonomik değeri bulunan taşınır - taşınmaz varlıkların tamamını kapsamaktadır....

    Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmemiştir. Bu durumda, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 25.01.2011 tarihine kadar 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Davacı taraf, boşanma dava dosyasında ve tefrik ile ayrı bir esasa kayıt edilen eldeki davanın yargılamaları sırasında evlilik birliği içerisinde edinilen herhangi bir eşyanın varlığını kanıtlayamadığı gibi ziynet eşyalarına ilişkin iddialarınıda ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacının eşyalara ve ziynetlere ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu isteklere yönelik bölümünün ONANMASINA, Ancak, taraf tanıklarının anlatımları, özellikle davacı tanığı ...'in görgüye dayalı samimi anlatımları ile bu anlatımları destekleyen ......

      Şu durum karşısında mal rejiminin sona erdiği tarih boşanma dava tarihi olup, tasfiye anı ise, mal rejimiyle ilgili kararın verildiği tarih olmaktadır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmedikçe, mal rejiminin tasfiyesinin yapılamayacağı kabul edilmektedir. Bu durum karşısında mal rejimi davaları ancak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkündür. Yani hak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesiyle doğar. Boşanma davası ile mal rejimi davası birlikte açılmış ise mal rejimi davasının boşanma davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılması ve boşanma davasının sonucunun beklenmesi bakımından bekletici mesele yapılması gerekmektedir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; eşler, 20.08.1996 tarihinde evlenmiş, 25.01.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 27.02.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1)....

          Taraflar 26.08.1992 tarihinde evlenmiş 13.10.2009 tarihinde açılan ve boşanma ile sonuçlanan davanın 21.05.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Taraflar 13.12.2002 tarihinde ... 13. Noterliği'nde düzenledikleri mal ortaklığı sözleşmesi ile mal ortaklığı rejimini kabul etmişlerdir. (TMK'nun 202/2, 256 md). Mal ortaklığı sözleşmesi, 4722 sayılı Yürürlük Kanunu'nun 10/1. fıkrasında öngörülen yasal 1 yıllık süre içerisinde yapılmıştır. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur. Yür. Kan. 10/3. Fıkrası gereğince, mal ortaklığı rejimi 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mallar bakımından geçerli olup, 01.01.2002 tarihinden boşanma dava tarihine kadar edinilen mallar, mal ortaklığı rejimi hükümlerine göre tasfiye edilecektir....

            Dava, mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, işin esası yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Taraflar 30.4.1990 tarihinde evlenmişler, 25.7.2007 tarihinde açılan ve 9.7.2009 tarihinde kesinleşen ...Aile Mahkemesinin 2007/297 Esas ve 2008/129 Karar sayılı boşanma kararıyla boşanmışlardır. Yasal bir yıllık süre içerisinde eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini (4722 s.K.m.10/1) ileri sürmediklerine göre, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar eşler arasında 743 sayılı TMK. nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 25.7.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK m.225/2)....

              Davalı vekili, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını boşanma sırasında davacının nafaka, tazminat ve eşya talebinde bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Taraflar, 26.10.2004 tarihinde evlenmişler, 05.03.2012 tarihinde açılan boşanma davasına ilişkin hükmün 26.12.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Dava konusu 15 nolu bağımsız bölüm 14.08.2009 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir....

                Bu kabule göre davacı ve davalı arasındaki mal rejimi, kabulle sonuçlanan boşanma davasının sonuçlandığı 03.10.2007 tarihinde sona ermiş olup, eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM'nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca kabulle sonuçlanan boşanma davasının açıldığı 03.10.2007 tarihi itibariyle sona ermiştir. Evlilik içinde 06.06.2006 tarihinde edinilen dava konusu taşınmazın TMK.nun 222/1.maddesi gereği davalı tarafından kişisel malı olduğu ispat edilemediği sürece TMK.nun 222/3.maddesi gereği edinilmiş mal kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur....

                  DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Mal Rejimi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, mal rejimi talebine yönelik tefrik kararı ve ihtiyati tedbire itirazın reddi kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca konulan ihtiyati tedbir kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 397/2. maddesi uyarınca boşanma hükmünün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağının tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından...

                    Mahkemece, dava konusu taşınmazın dava tarihinde üçüncü kişi olan Metin Kurbalı’ya satılıp devredildiği, diğer yandan boşanma davası sonuçlanmadan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebin dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün esası davacı vekili, gerekçesi davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 9.1.2007 tarihinde evlenmişler, davacının 20.7.2009 tarihinde açtığı boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 9.7.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m, 4722 sayılı 10.m). Mal rejimi, kabulle sonuçlanan boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğinden (TMK’nun 225/2.m), davanın görülebilirlik koşulu tamamlandığından mahkemenin buna ilişkin ret gerekçesi yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu