Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 13.02.2014 tarihli ve 2013/169 E., 2014/83 K. sayılı kararı ile; tasnif hâkime ait olmakla birlikte hukuki sebeple bağlı olunduğu, mahkemenin 2008/325 E. ve 2009/84 K. sayılı ilamının gerekçesine göre taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu ve bunun davalıdan kaynaklandığının ispatlanamadığı, ayrılık sürecinde de taraflar arasında yeni bir geçimsizlik nedeni bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, retle sonuçlanan boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri, genel şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı: 7. Yargıtay 2....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davanın terke dayalı boşanma istemli olmayıp şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma talepli olduğu, terk sebebinin tek başına şiddetli geçimsizlik sebebi teşkil etmediği, başkaca davalının evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsılmasında kusurlu eylemi iddia ve ispat edilemediğinden davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

    Davada, tarafların 2007 yılında boşandıkları, aynı yıl doğan müşterek ... nedeniyle davacının iş bulup çalışmadığı ve boşanma sonucunda yoksulluğa düştüğü ileri sürülerek aylık 400 YTL nafakaya hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece; anlaşma protokolünde davacının yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği, artık böyle bir hakkın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yanlar arasındaki boşanma davasının şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılıp, davacı yoksulluk nafakası isteminde bulunduktan sonra tarafların yargılama sırasında karşılıklı olarak anlaşarak TMK'nun 166/3. maddesi gereğince boşandıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece zapta geçirilen anlaşma metninde davacının yoksulluk nafakası isteminden açıkca vazgeçtiğine dair bir beyanı olmadığı gibi nafakaya ilişkin bir anlaşma hükmü de bulunmamaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma davası olarak açılmış, dosyanın karar oturumunda davacı vekili davayı şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası olarak ıslah etmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava zina ve şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma, karşı dava ise şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma ve eki niteliğindeki istemlere ilişkindir. Davalı-davacı T3 dosyaya sunduğu 29/12/2022 havale tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiş, usulüne uygun kimlik tespitinin yapıldığı dilekçenin tetkikinden anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre, davalı-davacı T3'ün istinaf başvurusundan vaki feragati nedeniyle, HMK'nın 349/2 maddesi uyarınca davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

      DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı 05.12.2016 tanihinde evlendiklerini, evlendikten 3 gün sonra 08.12.2016 tarihinde davalı müşterek haneyi terk edip gittiğini, müvekkili, davalı aleyhine Osmancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde şiddetli geçimsizlik nedeni ile açmışsa da mahkemece taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olmadığı için dava red edildiğini, karar kesinleştiğini, davalı ile olan evlilik müvekkilinin ikinci evliliği olup davalının daha önce kaç kez evlendiğini müvekkilinin bilmediğini, müvekkili nikâh öncesinde davalıyı tanımamakta olup araya bazı aracıların girmesi ile müvekkili, davalıyı tanıdığını, davalı evlilik için müvekkilinin 3 tane bilezik, küpe ve yüzük takmasını şart koşmuş, müvekkili bu bilezikleri, küpe ve yüzüğü alıp davalıya verdikten sonra nikâh yaptıklarını, davalı evliliğin...

      DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı 05.12.2016 tanihinde evlendiklerini, evlendikten 3 gün sonra 08.12.2016 tarihinde davalı müşterek haneyi terk edip gittiğini, müvekkili, davalı aleyhine Osmancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde şiddetli geçimsizlik nedeni ile açmışsa da mahkemece taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olmadığı için dava red edildiğini, karar kesinleştiğini, davalı ile olan evlilik müvekkilinin ikinci evliliği olup davalının daha önce kaç kez evlendiğini müvekkilinin bilmediğini, müvekkili nikâh öncesinde davalıyı tanımamakta olup araya bazı aracıların girmesi ile müvekkili, davalıyı tanıdığını, davalı evlilik için müvekkilinin 3 tane bilezik, küpe ve yüzük takmasını şart koşmuş, müvekkili bu bilezikleri, küpe ve yüzüğü alıp davalıya verdikten sonra nikâh yaptıklarını, davalı evliliğin...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamından, taraflar arasında daha önce evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle karşılıklı açılan boşanma davası olduğu, mahkemece, geçimsizliğin taraflar arasında evliliği sonlandıracak ve birliği temelinden sarsan şiddetli geçimsizlik derecesinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davanın ve karşı davanın ayrı ayrı reddine, tarafların bir yıl süre ile ayrılıklarına karar verildiği, bu kararın tarafların yasal süresi içinde temyiz etmemeleri sebebiyle 18.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

        Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum'ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır....

          Davalı erkeğe atfedilecek bir kusur bulunmadığına göre, kadının boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü ile boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte boşanma kararına istinaf bulunmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu