lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan---------tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisidir. Somut olayda da dava bu tarihten sonra ----tarihinde İİK.'nin 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.---------- maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan---------tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisidir. Somut olayda da dava bu tarihten sonra ----tarihinde İİK.'nin 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.---------- maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Davanın TBK'nın 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi ve delillerin bu doğrultuda değerlendirilmesi isabetli görülmemiştir. Kişilerin dava hakkı Anayasanın 36. maddesiyle teminat altına alınmış olup, “hukuki yarar” ile sınırlıdır....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına, bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 22.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2008/9409 E. , 2008/9095 K."İçtihat Metni" Mahkemesi : Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava, İİK.'nun 277. vd. maddeleri uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davası olup, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 08.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kişilere devrinin önlenmesi için tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, akabinde ise davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın devrine ilişkin tasarrufun İİK 277 ve devamı maddelerince iptaline, bu mümkün olmadığı takdirde ise TBK'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa nedeni ile iptaline karar verilmesini ve müvekkiline dava konusu taşınmaz üzerine takip dosyasındaki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebri icra yetkisi verilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde icra takip alacağının toplamı kadar davanın tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde icra takibinin kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminat bedelinin dönüştürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalılar ... ve ... vekilleri, dava konusu taşınmazın davacının haczi ile birlikte satıldığını, davacı tarafından taşınmazla ilgili satış işlemlerinin devam ettiğini bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, aciz belgesi sunulmadığını, satış işleminin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davalıların kardeş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/2-2 maddesi gereğince bağış hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ...vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda dava konusu taşınmaz, davacının koydurduğu 10.4.2012 tarihli haciz ile birlikte 16.10.2012 tarihinde davalı borçlu tarafından kardeşi davalı ...'...
Dava İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu dava ile; borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptalinin sağlanması ve davaya konu mal üzerinden cebri icra yoluyla alacağın tahsili amaçlanmaktadır. Somut olayda; hakkında icra takibi keşinleşen 02.04.2008 tarihli haciz tutanağından aciz halinde olduğu anlaşılan borçlunun borcun doğumundan sonra ve düşük bedelle dava konusu taşınmazı davalı ...'a sattığı, satış işleminin İİK 27/III-2 madde kapsamında bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu ve ayrıca davalı ...'ın 08.07.2008 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiği, davalı 3. şahsın kabul beyanı doğrultusunda da davanın kabulü gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir....
DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali (iik 277 ve devamı) DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:28.09.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelindirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereği açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....