K A R A R Davacı, davalıdan satın aldığı aracın pert olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek, ödediği bedel olan 23.500 TL ile noter ve sigorta masrafı olan 405 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, davalıdan satın aldığı aracın pert olduğu anlaşılmış olup, davacı ödediği bedel ile yaptığı masrafların tahsili talepli bu davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; sözleşmenin feshi ile davacıda bulunan aracın iadesi konusunda karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Ancak; Bozma öncesi davacı idarece bankaya yatırılan bedel ile bozma sonrası hüküm altına alınan bedel arasındaki (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) farkın davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faziyle birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerektiği halde salt fazla paranın iadesi ile yetinilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 4 numaralı bendinin 2. satırında yer alan "bedelin ferileri ile" ifadesinin yerine "davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle birlikte" sözcükleri ilave edilmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Mahkemenin ilk kararında saptanıp idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanarak hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu bedelin iadesi ile yetinilmesi doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu paragrafındaki "(1.082 YTL.nin)"den sonra gelmek üzere "varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte" sözcükleri yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine, 25.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Bozma öncesinde bankaya yatırılan bedel ile bozma sonrası tespit edilen bedel arasındaki farkın varsa davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmek gerekirken salt farkın iadesi ile yetinilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm bölümünün beşinci paragrafındaki "3.057,05 TL farkın" sözcüklerinden sonra "varsa davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte" sözleri ilave edilmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 03.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece fazla yatırılan kamulaştırma bedelinin davacıya iadesi ile yetinilmiş olması doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 3. fıkrasında yazılı “18.905,05 YTL’sinin” ibaresinden sonra “bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte” yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu hali ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 01.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
tarafından bedel artırım davası açıldığına ilişkin dilekçeler sunulduğu anlaşılmış olup, dava konusu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle adli ve idari yargı mercilerinde eldeki bu davadan önce veya sonra açılmış dava (kamulaştırmanın iptali, bedel artırım ya da indirimine ilişkin) bulunup bulunmadığının, varsa sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun davacı idare ve ilgili mahkemesinden sorulup belgeleri ile tespit edilmesi, sonuçlanan dava varsa kesinleşme şerhi verilmiş mahkeme kararının ve dosyanın temin edilmesinden, 2-Dava konusu taşınmazın tapu maliklerinden ...'ın 1992 yılında, ...'ın ise 2004 yılında öldüğü anlaşılmasına göre mirasçılık belgesinin temin edilerek dosya içerisine getirtilip davada yer almayan mirasçılara mahkeme kararı ve davacı tarafın temyiz dilekçesinin tebliğ edilip temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bedel indirim davasının kısmen kabulüne, bedel artırım davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dava konusu 248 ada 7 parsel numaralı taşınmazın değerlendirme (25.4.2001) bilirkişi raporlarında emsal alınan ... Mahallesi 461 ada 4 ve 17, 9 ada 101 parsel ile ... Mahallesi 113 ada 20 parsel sayılı taşınmazların satış tarihleri itibariyle İmar Yasasının 18.maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı düşülmesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadığının Belediye İmar Müdürlüğünden ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmesinden, 2-Dosyada mahkeme kararı ile davacı (k.davalı) temyiz dilekçesinin davalılardan ...., ... ile ..., ...,..., ... ve ...'e tebilğ edildiğine dair bir belgeye veya kayda rastlanmamıştır....
Yerel mahkeme de zaten bedel iadesi talebinde tüketicinin kusuruyla sebep olduğu 500 TL yi bedelden mahsup ederek talebin daha azına karar vermiştir. Özel Dairenin bozması mahkemeyi talepten başka bir şey hakkında karar vermeye zorlamaktır ki Usul açısından bu mümkün değildir. Sonuç itibariyle usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle Karar Düzeltme talebinin reddi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Dava, ayıplı mal nedeni ile sözleşmenin iptali ile bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı tarafından davalıdan 27/08/2016 tarihinde 3.797,00 TL bedel ile Philips marka televizyon satın alındığı ancak televizyonda arıza olduğu bildirilmesi üzerine gelen teknik servis tarafından arızanın giderildiği belirtilerek dava konusu ürünün davacıya iade edildiği ancak sorunun giderilmeyerek sık sık devam ettiği anlaşılmıştır. Mahkemesince elektronik öğretmeni teknik bilirkişiden alınan raporda; televizyonun standartlarına uygun performans özelliklerinde olmadığı, ihbar olunan firmanın tespit edilen bu sorunlara çözüm getirmemesi neticesinde tüketicinin maldan yararlanamamaya bağlı mağduriyet yaşadığı, davalı ve ihbar olunan firmanın sorumluluğunda olduğu belirtilmiş bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Maddesinde belirtilen seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunarak, aracın ithalatçısı firmaya karşı dava açmıştır. 6502 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde düzenlendiği üzere tüketicinin ücretsiz onarım ya da, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarını üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabileceği açıktır. Somut olayda tüketici bedel iadesi talebinde bulunduğundan, bu talebini ancak satıcıya karşı isteme hakkı mevcuttur. Bu durumda söz konusu bedelden dolayı davalının sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece belirtilen gerekçelerle davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir....