Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in velayeti " yaşı itibariyle anne bakım ve sevgisine muhtaç olduğu" gerekçesiyle anneye bırakılmış, bu hususta herhangi bir uzman incelemesi de yaptırılmamıştır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

    Dosya kapsamından, davacı kazalının iş kazası sonucu %22,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı ve Kurum'un sürekli iş göremezlik oranı tespit raporuna göre yardıma muhtaç durumda olmadığı anlaşılmaktadır. İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları Kurum tarafından karşılanmayan zararın giderilmesini amaçlar. Ayrıca, sigortalının sürekli işgöremezlik nedeniyle yardıma muhtaç olduğu belirlenmiş ise, bakım ihtiyacının yaşam boyu süreceğinin kabulünden hareketle bakıma muhtaç kazalı yararına asgari ücretin brütü üzerinden yaşam boyunca bakıcı gideri hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş içtihadıdır. Öte yandan zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler....

      Mahkemece; davanın kabulü ile davalının reşit olduğu 19.05.2010 tarihi itibariyle iştirak nafakasının sona ermiş olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 328/1. maddesine göre; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olması ile kalkar. Ancak, 328/11 hükmüne göre de "Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler". O halde 4721 sayılı Medeni Kanun ile getirilen 328/11. fıkra hükmüne göre, ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiği takdirde kalkmamakta, devam etmektedir. (388/1). Çocuğun MK. 364. maddesi uyarınca ayrıca dava açmasına lüzum yoktur. Davada, davalının reşit olmasına rağmen okul yazısına göre Mesleki Açıköğretim Lisesi Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri Bölümü 1. sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır....

        Somut olayda; davalı babanın emekli banka çalışanı olduğu , 2.150.00.- TL maaş aldığı , evi olduğu , davacının öğrenci olduğu, annesi ile kaldığı , 1.100.00.- TL kira ödediği , Kuşadası'nda evi olduğu, aracı olduğu, dava dışı annenin emekli öğretmen olduğu ,2.000.00.- TL maaş aldığı anlaşılmaktadır . Ancak, davalının sosyal ve ekonomik durumunun, araştırma sonuçlarına yansıyan nitelikte olmadığı,maddi durumunun daha iyi olduğu, davacının ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçte gelire sahip olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, sunduğu cevap dilekçesinde; davacının annesine arazi ve villa aldığını , davacıya iki villa ve araç aldığını , kendi oğluna da iki konut aldığını ayrıntılarıyla açıklamıştır . Dosyadaki belgelerden, çocuğun yardım nafakasına ihtiyacı olduğu ,davalının ödeme gücünün bulunduğu, çocuk adına taşınmaz alınmasının babanın yardım nafakası yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı açıktır ....

          Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....

          olduğunun ve çocukların anneleriyle görüşmek istediklerinin farkında dahi olmadığının belirtilmesi; çocukların babaanne ve dede yanında kalmaları, babanın uzun süredir çocukları yanına almak konusunda herhangi bir çaba sarf etmemesi, yargılama sürecinde dahi böyle bir girişimde bulunmaması, düzenini kurduktan sonra çocukları yanına alacağını belirtmesi, velâyet düzenlemesinin her zaman gelişen koşullara uyarlanmasının istenebileceği, asıl olanın çocukların üstün yararı olduğu ve velâyetlerinin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olacağı gerekçesiyle; çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine ve çocukların her biri için aylık 200,00TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, meydana gelen kazadaki kusur durumunun tespiti için dosyanın kusur bilirkişisine tevdi edildiği, söz konusu kusur bilirkişisi tarafından hazırlanan 03/02/2017 tarihli rapora göre, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %25, davacı yayanın ise %75 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespiti için dosyanın ......

              DANIŞTAY SAVCISI : … DÜŞÜNCESİ : Dava; 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları İle Özürlü ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca davacıya ödenen engelli maaşının kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile ödenmeyen maaşın yasal faiziyle iadesi ve dava konusu işleme dayanak alınan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları İle Özürlü ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 2'nci maddesinin b bendinin, 7'nci maddesinin 2'nci fıkrasının d bendinin, 11'inci maddesinin 2'nci fıkrasının ğ bendinin ve 3'üncü fıkrasının d bendinin iptali istemiyle açılmış olup; söz konusu işlemde bahsedilen 2022 sayılı Kanunun Anayasa ve temel kanunlara açıkça aykırı olduğu ileri sürülmektedir....

                Sosyal inceleme raporu, pedagog raporu, koruma kararı ve çocuklarla ilgili dosya kapsamından babanın alkol bağımlısı, düzenli işi ve geliri bulunmayan, şiddete eğimli bir kişi olduğu, daha sonra hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyeti nedeniyle vesayet altına alındığı, annenin çocuklar ve kendi annesiyle birlikte yaşamakta iken evini terk ettiği, anneannenin yaşı daha küçük olan ...’e bakmaya çalıştığı, davacı babanın alkollü şekilde gelip kendilerini rahatsız etmesi nedeniyle ... ile birlikte bir akrabasının yanına sığındığı, davacı babanın ...’yi de bu eve getirerek bıraktığı, anneannenin çocuklara bakacak maddi ve manevi gücünün bulunmadığı belirtilerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde koruma altına alınmalarının talep edildiği, çocukların fiziki ve ruhsal durumlarının raporda ayrıntılı şekilde anlatıldığı, anne ve babanın fiziki yönden sağlıklı oldukları, çocuklara bakamayacaklarını koruma altına alınmalarının daha uygun olacağını beyan ettikleri, koruma altına alınma...

                  in gelecekte evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılması için, Türk Medeni Kanununun 311. maddesi gereğince evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme "ananın rızasının bulunduğunu, babanın ise kim olduğunun bilinmediğini, bu sebeple kurumun bu yönde karar istemekte hukuki yararının bulunmadığını” belirterek isteği reddetmiş; kararı davacı kurum temyiz etmiştir. Küçük, 03.04.2009 doğumlu olup, evlilik dışı ilişkiden dünyaya gelmiş, anasının kızlık hanesine tescil edilmiştir. Babanın kim olduğu bilinmemektedir. Bu hal Türk Medeni Kanununun 311/1. maddesinde baba yönünden rızanın aranmaması kararı verilmesi için yeterli sayılmıştır. Çocukla babası arasında soybağı kurulmadığına göre, babanın kim olduğu hukuken bilinmemektedir. Kim olduğu bilinmeyenin davada “davalı" olarak gösterilmiş olması da beklenemez, Öyleyse baba yönünden evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu