Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, "Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, "Babalık karinesi" gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi "Soybağı davası" niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18. HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen ...'ün doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi”davasından ibarettir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davacının çocukları Özgür ve Tuğrul'a velayeten babalık davası açtığı, çocukların başka bir erkekle soybağı bulunmadığı, ATK Biyoloji İhtisas Dairesinin raporu ile T3 çocukların %99,99 ihtimalle babası olduğunun bildirildiği, birleşen dosya yönünden ise çocukların yargılama sırasında reşit olduğu gerekçesiyle babalık davasının kabulü ile çocuklar için reşit olma tarihine kadar 200,00 TL nafakaya karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden kararın onanmasını, birleşen dava yönünden kararın bozulmasını, nafakanın düşük olduğunu belirterek nafakanın artırılmasını istemiştir....
Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Dolayısı ile bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir. Somut olayda; davacı baba ... ile davalı anne ...'...
Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Dolayısı ile bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir....
Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “Babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “Soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18. HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Somut olaya gelince; davacı vekili müvekkilinin babası...'nin babasının nüfus kaydında ... olarak geçtiği ve Türk vatandaşı olduğunu belirterek murisleri ... ile soybağlarının tespiti ile murisin kızları olarak görünen ve haklarında ölüm araştırması şerhi bulunan ...'...
un .....ı'nın, gerçek babası olduğunun tespitine ilişkin ikinci talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görev alanında kaldığından;.....nın, gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak oluşturulan Leman ve ..... nüfusdaki kaydının iptali ile biyolojik annesi... nüfusuna kaydı talebi yönünden davanın nüfus kayıt düzeltme davası olarak kabul edilip bu yönden dosyadan tefriki ile asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamak ise de, babanın ... olduğunun tespiti yönünden somut talebin babalığın tespiti davası niteliğinde bulunmadığı dikkate alınarak kayıt düzeltme davasının sonucunun beklenip 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi gereği davanın Cumhuriyet savcısı ve Hazineye ihbarının sağlanmasından sonra toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle her iki talep yönünden de asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik...
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında anne tarafından açılan babalığın tespiti, maddi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nin "Babalık karinesi" başlıklı 285.maddesi gereği; "Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır" düzenlemesi gereği davacı anne ile davalı babanın boşanma tarihinden itibaren henüz üç yüz gün dolmadan yüz elli yedinci gün doğan çocuğun babası kanun gereği davalı koca olduğundan davacının TMK'nin 301.maddesi kapsamında babalık davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddi yerine kesin hüküm oluşturacak şekilde esastan reddine karar verilmesi, bundan ayrı olarak babalığın hükmen tespiti davası ile birlikte babalığın fer’i niteliğinde olan TMK'nin 304. maddesinde yazılı ananın mali haklarına ilişkin talep ve aynı Kanunun 182. maddesinde yazılı çocuk için nafaka istekleri ayrıca harca tabi olmadığı gibi, kabul veya reddi halinde...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İş bu davanın babalık davası olduğu, babalık davasının kabule bağlı bir dava olmadığı gibi resen araştırma ilkesine tabi bir dava olduğu, yargılama giderlerinin haksız çıkan taraftan alınacağı kanun gereği olduğu, dava kabul edildiğine göre davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru ve yerinde olduğu, davalı lehine vekalet ücreti verilmemesinin de doğru olduğu anlaşıldığından davalı T5 vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Dolayısı ile davada soybağının reddi ve babalık yönünden bir ayrım yapılmamış, davanın açıklanan hali ile tamamına aile mahkemesinde bakılması gerektiği belirlenmiştir. Bu bağlamda mahkemece mevcut kaydın iptali ile babalık davası yönünden gerekli kanıtlar toplanıp, inceleme yapılarak davanın kabulü halinde baba hanesine tescili ile yargılama sonunda tespit edilecek anne ile de arasında bağlantı kurulmasına karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı kararın verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bir diğer deyişle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39)." (Hukuk Genel Kurulunun 2014/18- 717 Esas 2016/503 Karar nolu kararı) Yargıtay 8....