Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, davacı ile davalı arasında boşanma davası devam ederken, davalı aleyhine 4320 sayılı Kanun gereğince, davacıyı iletişim yoluyla rahatsız etmemesi için tedbir kararı verildiğini, buna rağmen davalının davacıya hakaret ve tehdit içerikli beyanda bulunduğunu, davalı hakkında bu eylemleri nedeniyle Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davası sonucunda şartlı tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, bu olaylar nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek 5.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, zamanaşımı def'inde de bulunarak, tazminat talebinin mükerrer olduğunu, aynı eylem nedeniyle boşanma davasında manevi tazminata karar verildiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur....

    Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Buna göre; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi gereğince adı geçen davalı vekilinden, babalık davasını takip edebilmesi için özel yetkiyi içeren vekâletname istenmesi(verilmemesi halinde sonuçları da ihtar edilmek suretiyle), bu süre içinde vekâletname verilmemesi halinde asıla kararın tebliği ile, asıl tarafından temyiz veya temyizden feragat dilekçesi verilmesi halinde dilekçe eklendikten, sonra gönderilmek üzere iadesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle dosyanın iadesine karar verilmiştir. Dosyanın iade edilmesinden sonra bölge adliye mahkemesince usulüne uygun şekilde muhtıra düzenlenerek davalı vekiline “özel yetkili vekaletname” sunması için kesin süre verilmiştir. Ancak verilen kesin süreye rağmen davalı vekili tarafından özel yetkili vekaletname sunulmamıştır....

      Bu sebeple, mahkeme kararı ile dahili davalıların temyiz dilekçesinin Cumhuriyet savcılığına "görüldü" için gönderilmesi, Cumhuriyet savcısının karar ve temyiz dilekçesi üzerine "görüldü" açıklamasını verdikten sonra adı, soyadı ve sicil numarasını yazıp, görüldüğü tarihi yazması ve onun yönünden de temyiz süresinin beklenmesinden, 2- Dava, TMK'nun 301. maddesi kapsamında babalığın tespiti davası olup, davacı tarafından davayı açıp takip eden Av. ...'a verilen vekaletname genel nitelikte olup, babalık davası için özel yetki içermediği anlaşılmıştır. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle açıldığı hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK.m.74), davacı adına babalığın tespiti başvurusunda bulunan Av. ...'...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1494 KARAR NO : 2021/1073 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÖRTYOL AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2021 NUMARASI : 2020/541 2021/25 DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Taraflar arasındaki Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davasında Dörtyol 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ile Dörtyol Aile Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının merci tayini yolu ile giderilmesi Dörtyol Aile Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde özetle, boşandığı eşi T4 ile nişanlandığı dönemde nişanlısının başkası ile konuştuğunu endişelendiğini sorduğunda teyze kızımla konuşuyorum dediğini, evlendiklerinde davalı eski eşi Yonca'yı ne zaman arasa telefonunun sürekli meşgul olduğunu, bir gün eski eşi Yoncanın telefonu gece 01:30 civarında çaldığında açtığını ve karşıdaki kişi ile konuştuğunda...

        Türk Medeni Kanunu 301. maddesi hükmüne göre, babalık davası babaya, ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Nüfus kaydına göre 04.05.1945 doğumlu olan davacı davayı 26.05.2004 tarihinde açmıştır. İstek, babalığın tespitine ilişkindir. Babalık davası çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı doğumdan başlayarak 1 yıl geçmekle düşer. Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa çocuk hakkındaki 1 yıllık süre atamanın kayyıma tebliği tarihinde, kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. (TMK. 303.md.) Yasada öngörülen süre hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Süre dikkate alınmadan babalığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18.06.2008 (Çarş.)...

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, hakkında babalık davası görülen küçük ...'e, temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir. TMK’nun 430/1. maddesinde, “ Temsil kayyımı, kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı tarafından atanır”.“Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir..” hükümlerine yer verilmiştir. Dosya kapsamından, küçüğün annesi tarafından...Aile Mahkemesine verilen 22.11.2011 tarihli babalık davası dilekçesi ile 25.05.2012 tarihli tebligata ilişkin dilekçe ve 10.08.2012 ile 27.09.2013 tarihli Nufus kaydı yerleşim yeri adresine göre “ ... mahallesi, 959.Sokak, No:46.../...r” adresinde ikamet etiğinin bildirildiği görülmüştür. Bu durumda, uyuşmazlığın... 12. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir....

            Bu sebeple, mahkeme kararının Cumhuriyet savcılığına "görüldü" için gönderilmesi, Cumhuriyet savcısının kararın üzerine "görüldü" açıklamasını verdikten sonra adı, soyadı ve sicil numarasını yazıp, görüldüğü tarihi yazması ve onun yönünden de temyiz süresinin beklenmesinden, 2- Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle açıldığı hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK.m.74), davacı adına babalığın tespiti başvurusunda bulunan Av. ...'ya babalık davası yönünden özel yetki içeren vekaletneme vermesi için uygun süre verilmesinden, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Mahalli Mahkemesi'ne GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Ankara 1. Aile ve 7. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 21.04.2005 tarihli dilekçesinde davalı eşinin kendisine hakaret ve tehdit etmesi nedeniyle ceza davası açıldığını belirtip, manevi tazminat telep etmektedir. Dosya kapsamından, tarafların evli oldukları 4. Aile Mahkemesinde boşanma davası bulunduğu, eldeki davanın ise, Borçlar Yasasının 49. maddesine göre bağımsız olarak açılan manevi tazminat davası olduğu ve boşanma davasındaki manevi tazminat talebinden ayrı olduğu anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 7....

                  TMK'nın 285. maddesinde yer alan “babalık karinesi” uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soybağı kurulacaktır. Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi ile mümkündür. Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle asliye hukuk mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkânı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır....

                  UYAP Entegrasyonu