İş Mahkemesi Dava, bağkur sigortalılık tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacıya ait Bağ-Kur sigorta sicil dosyasının (var ise isteğe bağlı sigortalılık belgeleri dahil olmak üzere) tamamının ikmal edilerek gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi...
yürütülen faaliyet ile oda ve sicil kayıtları da dikkate alınmak kaydıyla, bağkurlu sayılıp sayılmayacağını belirlemek, sonucuna göre belirlenecek esnaf bağkur ile 506 sayılı Yasanın 4/1-a bendi kapsamındaki sigortalılık sürelerinin çakışıp çakışmadığı hususu üzerinde durulup, çakışma çıkması halinde baskın çalışma olgusu irdelenerek, olması gereken sigortalılık niteliği belirlenmeli, tahsis koşulları da bu kapsamda irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Taraflar arasındaki sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkin davada Osmaniye 1.Asliye Hukuk(İş)ve Kadirli 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,Bağkur Sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Osmaniye 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce, davacının dava konusu yapılan ve çalışmalarının geçtiği iddia edilen nakliyecilik işinin Kadirli ilçe sınırlarında bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Kadirli 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi ise, emeklilik işlemlerini yapan ... şubesi olduğu, gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Davaya konu somut olayda; davacı, ...'ın davalı kurumun......
K A R A R Dava, davacının Kurum tarafından iptal edilen Esnaf Bağ-Kur sigortalılığına ilişkin olarak ödediği primlerin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının kurum tarafından iptal edilen bağkur zorunlu sigortalısı dönemine ilişkin yapmış olduğu ödemelere karşılık 14/11/1973 - 31/05/1982 tarihleri arasında isteğe bağlı bağkur sigortalısı sayılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ... Madeni Sanatkarlar Derneği kaydı esas alınarak 01/10/1972 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalılık tescilinin yapıldığı, ilk prim ödemesini 02/01/1973 tarihinde yaptıktan sonra 14/02/1977-30/09/1983 tarihleri arasında prim ödemelerine devam ettiği, 25/05/1973 tarihinde yurtdışında çalışmaya başlaması sebebiyle 24/05/1973 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının sonlandırıldığı anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi Davacı SGK ve bağkur sigortalısı olduğunu, bağkur üzerinden aylık bağlandığını, tavandan yapılan bağkur prim ödemelerinin SSK’ya sayılması, SSK’dan emeklilik tahsisi olup ve mahrum kalınan aylıklarında ödenmesi gereken tarihlerden itibaren ödenmesi, bu kabul edilmezse bağkur hizmetleri dikkate alınmadan sadece 506 ... kapsamındaki hizmetler üzerinden aylığa hak kazandığının tespitini, SSK emekliliğinin talep tarihi 20/08/2015 itibarı ile tesis edilmesi ve 01/09/2015 den itibaren mahrum kalınan fark aylıklarının ödenmesi gereken tarihten itibaren faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir. B)Davalı Cevabı : Davalı kurum vekili, zaman aşımı, hak düşürücü süre itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir....
İlk derece mahkemesinin karar özeti: "davacının 01/01/1988- 01/09/1998 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine... " karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu Bağkur sigortalısı olduğunun tespiti yerine isteğe bağlı Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talepleri gibi kabul kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, şartlarını taşımadığı halde davacının isteğe bağlı sigortalılık taleplerinin kabulünün hatalı olduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir....
Dosya içeriği ve tanık beyanlarına göre davacı davalı işyerinde çalışırken hafta içi günlerde çalıştığı, ancak açmış olduğu hizmet tespiti dosyasında davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde zorunlu BAĞKUR sigortalısı olduğu gerekçesiyle mahkemece hizmet tespiti davasının reddine karar verilmiştir. Hizmet tespiti davasında mahkemece davacının davalı işyerinde çalıştığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmemiştir. Davacının önceden gelen BAĞKUR sigortalılığı olması ve cumartesi-pazar günleri de pazar tezgahı açması nedeniyle BAĞKUR sigortalılığının devam ettiği açıktır. Hizmet tespiti dosyasında yasal olarak çifte sigortalılık oluşturulamayacağı gerekçesiyle red kararı verildiği, davacının davalıya ait işyerinde çalışmadığı gerekçesiyle red kararı verilmediği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bağkur sigortalılığının başlangıcının tespiti istemine ilişkindir. 1479 sayılı Kanun kapsamında, 506 sayılı kanundan farklı olarak, "sigortalılık başlangıç tarihi" kavramı yer almamakta, sigortalı hak ve yükümlülüklerinde (1479 sayılı kanunun 35.ve geçici 10,21 ve 29.maddeleri gereğince) "primi ödenmiş gün sayısı" geçerli kabul edilmektedir. 506 sayılı Kanunun 108 inci maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesi değerlendirildiğinde sigorta başlangıcının yaşlılık aylığından yararlanma şartları arasında olan “sigortalılık süresini” doğrudan etkilediği görülmektedir. Ne var ki 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu kapsamında sigorta başlangıcının talep eden açısından hukuki sonucu olarak “sigortalılık süresini” belirlemesi yönünden etkisi bulunmamaktadır. Çünkü bu kanun kapsamında da yaşlılık aylığına hak kazanmak için sigortalılık süresi değil primi ödenmiş günler asıldır....
Maddesi gereği şirket ortaklığı bulunan davacının resen zorunlu bağkur sigortalısı sayılması gerektiğini, yaklaşıl 10 yıllık sigortalılık süresinden mahrum bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU : Davacının 06/10/1997- 23/07/2007 tarihleri arasında bağkur sigortalısı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur....
Bu durumda önceden başlayarak devam eden sigortalılık l479 sayılı Yasa'ya tabi Bağkur sigortalılığı olduğuna göre davacının 5.9.1990-5.1.1995 tarihleri arasında da 1479 sayılı Yasa'nın Bağkur sigortalısı olması gerektiği ortadadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak istemin kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi usul ve yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 11.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....