Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın için hükmedilen tedbir nafakası, bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır....
nafakası davası, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma dosyası ile birleştirilmiş, birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda mahkemece erkeğin boşanma davasının reddine, kadının birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına karar verilmiş, hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki dava yönünden temyizi üzerine Dairemizin 12.12.2016 tarihli ilamı ile bağımsız tedbir nafakası dosyası yönünden “ davalı-davacı kadının 9.9.2014 tarihli ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edilmesine rağmen katılmadığı, mazeret de bildirmediği, bağımsız tedbir nafakası davası takip edilmeyip yenileme dilekçesi de sunulmadığından mahkemece bağımsız tedbir nafakası dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi “gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir....
Ayrıca, boşanma davasından ayrı ve bağımsız olarak açılan tedbir nafakası ile hükmedilen nafaka kaldırılıncaya kadar devam edecektir. Bu halde Beykoz Aile Mahkemesinde 2012/276 esas sayılı dosyası ile bağımsız tedbir nafakası (TMK 197 m.) davasında kadın yararına aylık 800 TL nafakaya hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği dikkate alınmaksızın aynı dönem için erkek aleyhine iki ayrı tedbir nafakası olamayacağı gerekçesi ile kadın aleyhine olacak şekilde aylık 800 TL olan nafakanın kaldırılması yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Her ne kadar nafaka ödemesi sırasında tahsilde tekerrür oluşturulamaz ise de, 26.09.2014 tarihinden itibaren hükmolunan, miktar olarak daha az nitelikteki tedbir nafakasına ilişkin takibin iptali gerekirken bağımsız tedbir nafakası dosyasından kadın yararına hükmolunan aylık 800 TL tedbir nafakasına ilişkin takibin iptali kararı doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda davacı- davalı kadın kendisi için aylık 2.500 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiş, kadının bağımsız tedbir nafakası davası kısmen kabul edilerek kadın yararına aylık 500 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Hüküm altına alınan bağımsız tedbir nafakasının bir yıllık miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince bağımsız tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı-davacı erkeğin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı erkeğin reddedilen boşanma davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları yersizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı kadın ise, 08.01.2016 tarihinde açtığı birleşen davasında, Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası talep etmiştir. Mahkemece, erkek tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına tedbir nafakası (TMK m. 169) verildiğinden bahisle, kadının birleşen nafaka davasının reddine karar verilmiştir. Dava ve birleşen dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak gerekir (HMK m. 297/2)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından bağımsız açılan tedbir nafakası davasında nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, erkeğin birleşen boşanma davasında tedbir nafakalarının miktarı, erkeğin birleşen boşanma davasında iştirak nafakasına hükmedilmemiş olması yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi, birleşen boşanma davasında kadın için hükmedilen tedbir nafakası ve tedbir nafakası bedelinin boşanmanın kesinleştiği tarih olan 03/10/2019 tarihine kadar ödeneceğinin tespiti, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, velâyet ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-6100 HMK'nın 362....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin reddedilen boşanma davasında kusur belirlemesi ve reddedilen bağımsız tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi, davacı-davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kabulü yönünden temyiz itirazının incelemesinde; 6100 HMK'nın 362....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek tarafından kendi açtığı boşanma davasının reddi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise bağımsız tedbir nafakası davasının reddi ve boşanma davasında hükmolunan nafaka miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.11.2021 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... Kaşdaş ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. Dilşad Akşahin Ünal geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Somut olayda davacı-davalı kadın ortak çocuk için aylık 2.000 TL bağımsız tedbir nafakası talep etmiş, ortak çocuk yararına 1.100TL bağımsız tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Davacı-davalı kadının ortak çocuk yararına talep ettiği bağımsız tedbir nafakasının reddedilen kısmının bir yıllık nafaka miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince ortak çocuk yararına hükmolunan bağımsız tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle kadının; ortak çocuk yararına hükmolunan bağımsız tedbir nafakası davasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları ile davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....