WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 11.01.2018 KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bağıştan rücu sebebine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, dava rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediğinden söz edilerek reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Eldeki davada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, bağıştan rücu için Borçlar Kanununun 246.maddesinin ilk fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespitidir. Mahkemece, rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bağışlayanın, bağışlamadan rücu için rücu sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içinde rücu beyanını açıklaması yeterlidir. Ayrıca, bağışlama ifa edildiğinde, bağışlayanın bağışlamadan rücu ettiğine dair irade beyanının bağışlanana ulaşmasından itibaren 1 yıl içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak istirdat (alacak) davası açılabilir....

      GEREKÇE : Dava ;Davacı-karşı davalı kadının davasında mehir senedine dayalı alacak-davalı karşı davacı erkeğin davasında ise bağıştan rücu sebebine dayalı mehir senedinin iptali taleplerinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Davalı yan bu mehir senedinin bağıştan rücu sebebine dayalı iptalini talep etmektedir.Dolayısıyla sunulan 19.08.2016 tarihli "mehir senedi"başlıklı belgenin mevcudiyeti ile ilgili ihtilaf bulunmamaktadır. Öte yandan davacı davalı yan mehir senedinde yer alan ziynetlerin zorla alındığını ve eşyalarla birlikte teslim edilmediğini,davalı-davacı yan ise boşanma davası açıldığında kadının ziynetleri alıp evden ayrıldığını ileri sürmektedir....

      HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı Kanun ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davacılar vekillerinin duruşma isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki bilgi ve belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, bağıştan rücu hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık bağıştan rücu sebebine dayalı tapu iptali ve tescile ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, bağıştan rücu sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, tarafların evli oldukları 21.09.2000 tarihde taşınmazın bağışlandığı, davacının talebinin yalnızca B.Y. 244. maddesi gereğince bağışlamadan rücu talebi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, katkı payına yönelik bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Aile mahkemesi özel bir mahkemedir. Görevleri aile hukukundan kaynaklanmaktadır. Somut olayda; uyuşmazlığın B.Y. 244. maddesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlanması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Balıkesir 1....

            Her ne kadar Borçlar Kanunun 246. maddesi hükmünde bağıştan rücu sebebine vakıf olunduğu günden itibaren bir sene içinde dönülebileceği (dava açılabileceği) hükme bağlanmış ise de, bir senelik zamanaşımı süresi bağışın esaslı koşulunun yerine getirilmesindeki umudun tükendiği tarihten başlar. Dava 2.8.2004 tarihinde açılarak, davalıya bağıştan rücu iradesi bu tarihte bildirildiğinden davalı da zamanaşımının daha önceki bir tarihten başladığını savunup kanıtlamadığından zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Bağışlamanın bir süre ile sınırlı olarak yapılmamış olması da davacının bağıştan rücu hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Böyle olunca bağışlamadaki davacının amacı gerçekleşmediğinden davacı koşullu bağıştan dönerek bağışlananının kendisine verilmesini isteyebilir. Mahkemece istemin açıklanan bu olgular gözetilerek hüküm altına alınması yerine yazılı bazı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Her ne kadar Borçlar Kanunun 246. maddesi hükmünde bağıştan rücu sebebine vakıf olunduğu günden itibaren bir sene içinde dönülebileceği (dava açılabileceği) hükme bağlanmış ise de, bir senelik zamanaşımı süresi bağışın esaslı koşulunun yerine getirilmesindeki umudun tükendiği tarihten başlar. Dava 2.8.2004 tarihinde açılarak, davalıya bağıştan rücu iradesi bu tarihte bildirildiğinden davalı da zamanaşımının daha önceki bir tarihten başladığını savunup kanıtlamadığından zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Bağışlamanın bir süre ile sınırlı olarak yapılmamış olması da davacının bağıştan rücu hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Böyle olunca bağışlamadaki davacının amacı gerçekleşmediğinden davacı koşullu bağıştan dönerek bağışlananının kendisine verilmesini isteyebilir. Mahkemece istemin açıklanan bu olgular gözetilerek hüküm altına alınması yerine yazılı bazı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                Bilindiği gibi, Borçlar Kanunu 244. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 296.) ve devamı maddelerinde düzenlenen bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak tapu iptali ve tescil davalarının, aynı yasanın 246. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 297.) maddesinde öngörülen; “ bağışlayan, rücu sebebine vakıf olduğu günden itibaren bir sene içinde bağışlamadan rücu etmeğe hakkı vardır” hükmü gereğince, rücu sebebinin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sürede açılması gerekir. Anılan süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece, resen gözetileceğinde kuşku yoktur....

                Mahkemece; dava, rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediğinden söz edilerek istek reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Eldeki davada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, bağıştan rücu için Borçlar Kanununun 246.maddesinin ilk fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespitidir. Mahkemece, dava rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bağışlayanın, bağışlamadan rücu için rücu sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içinde rücu beyanını açıklaması yeterlidir. Ayrıca, bağışlama ifa edildiğinde, bağışlayanın, bağışlamadan rücu ettiğine dair irade beyanının bağışlanana ulaşmasında itibaren 1 yıl içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak istirdat (alacak) davası açılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu